klarnetçisi İnce Mehmet'le, onun çiftenağracı kahramanı alıp Balat'taki selâtin meyhanelerden birine gittik... Lâkin İnce Mehmet, klarnet çalmakta cidden çok usta bir adam.
Ben İstanbul'da bu kadar klarnet dinledim; fakat, bunun kadar kıvrak, oynak, şakrak çalanına rastlamadım. Kabası tizinden, tizi kabasından daha mükemmel... Sonra onun çifte tellisi, çiftetelli değil, âdeta binbir nağme meşheri... Üstelik, alafranga da bazı şeyler çalıyor ki doğrusu ben bayıldım. Hatta kemanım yanımda olduğu için dün akşam İnce Mehmet'le ve onun çiftenağracısı meşhur Kahramanla birlikte birkaç marş, polka, vals, kadril, mazurka çaldık; koskoca selâtin meyhaneyi dolduran halk, şaşırdılar kaldılar ve bize parmaklarını ısırdılar. Klarnetçi İnce Mehmet kadar onun nağracısı Kahraman da çok usta... Herifçioğlu bildiğimiz o çiftenağra ile âdeta davul trampet çalıyor ve masanın üzerine koyduğu boş bir su bardağı ile de arada bir orkestra zili nağmeleri yapıyor. İnce Mehmet'le bir daha buluşursam, kendisine kemanla alafranga bazı güzel şeyler geçeceğim...
Ne yazık ki, böyle yüksek istidatlar birtakım pestenkerani şarkılar, keriz havaları, çiftetelliler arasında ziyan, sebil olup gidiyor.
Evvelsi gün, akşama doğru yine aynı meyhanede Yenikapılı Reha Bey isminde yaşlıca bir zatla buluştuk... Sizden iyi olmasın, çok hoşsohbet, çok tatlı dilli, çok cana yakın bir adam...
