Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/136

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

— Bizim evde topu topu bir hanım var ki, o da ihtiyar, zavallı annem...

— Anan darılmaz mı benim oraya gelmeme?

— Darılmaz, hatta memnun bile olur.

— Deme üyle beyzadem; çingenenin adı fenadır. Sonra mahalleli yaparlar birtakım dedikodu, bu sefer de orada kaçar ağzımızın tadı!...

— Hayır, katiyyen bir şey olmaz, sen merak etme!

— Çok isterim gelmek ama, korkarım alt yanı bozuk çıkar diye... Ona sebep gelemem... Hiç işitilmiş mi ki, bir çingene, hem de bizim gibi göçebe bir çingene karısı kalksın, bir beyzadenin evine misafir olsun...

— Canım, sen bize gelirken kıyafetini değiştirirsin, sana güzel bir çarşaf giydiririz; o zaman senin çingene olduğunu kim anlayacak?...

— Aaa... Deme üyle, anlaşılır. Konuşmamdan filan anlaşılır... Hem benim, bilirsiniz ki çocuğum var; onu ne yapacağım, onu nereye bırakacağım?

— Çocuğunu, gelirken akrabalarına bırakırsın...

— Yok, yok yok,... Ben yavrumdan dünyada ayrılamam!

— Yahu, bize misafir gel, diyorsam sana, temelli gel! demiyorum ki, gel, beş on gün kal, yine sonra döner, geldiğin yere gidersin!

Çok ısrarım üzerine Nazlı, nihayet bu son teklife razı oldu. İki gün sonra onunla, Köprü'nün Kadıköy iskelesinde buluştuk. Oradan bir arabaya atlayıp Kapalıçarşı'ya geldik. Kendisine oradan bir

kat çamaşır, bir güzel çarşaf, bir peçe, bir çift iskarpin alıp onları oracıkta giydirdik; arkasından

138