Mektep ve gençlik arkadaşım İrfan'ın, buraya kadar öğrenmiş olduğunuz çingeneler arasındaki macerasının alt tarafını, artık, onun, tamamıyle bu maceraya dair tutmuş olduğu upuzun bir hatıra defterinden okuyacaksınız ki, bu defter, kendisiyle son darılışımızın üzerinden çok uzun yıllar geçtikten sonra, o zamandan beri kendisini ebediyen kaybettiğimi sandığım İrfan'la birlikte ve gayet garip bir tesadüf olarak elime geçmiştir. Zavallı İrfan'ın Bakırköy'de benden son ayrılışından sonra, başından geçenleri birer birer anlatan bu upuzun hatıra defterini de işte aynen önünüze seriyorum:
Nihayet Nazlı'yı buldum, ama buluncaya kadar da hani yok mu, akla karayı seçtim... Etem'le öteki çingenelerin dediği kadar varmış... Karı gerçekten cinli imiş... Yani, bizim isterik ve melankolik dediğimiz cinsten imiş...
Onu nerede bulsam beğenirsiniz? Koskoca İstanbul'da onu aramak için gezip tozmadığım yer kalmadığı halde en sonunda kendisini Erenköy ile Küçük Çamlıca arasında bir ağaçlığın kenarına
