Nutuk/8. bölüm/Çerkes Ethem ve kardeşlerinin çıkardığı dedikodular
Efendiler, her muvaffakiyetsizliğin sonunda, birtakım dedikoduların meydan almasına intizâr olunmalıdır. Gediz muhare besinden sonra da vaziyet-i umumiye fecî bir manzara arz edince, her tarafta kîl ü kal ve haklı ve haksız tenkidât başladı.
Bazıları ve bilhassa Kuvâ-yı Seyyareciler, Ethem ve kardeşleri, bütün taksirâtı Cephe Kumandanı’na ve nizamiye fırkalarına atfen kendilerinin müşkil vaziyette bırakılmış olduklarını propaganda ettiriyorlar ve Ordu Kumandanı, hatalarını kapatmak için bize atf-ı kusur ediyor diyorlardı.
Ordu dahi Kuvâ-yı Seyyare’nin hiçbir iş yapmadığını ve yapmaya muktedir olmadığını ve muharebede verilen emirlere itaat etmediğini, daima tehlikeden uzak bulunduğunu iddia ve isbât ediyordu.
Efendiler, tekrar bıraktığım noktadan, izâhâta devam etmek üzere küçük bir vakayı burada zikretmeme müsaadenizi ricâ edeceğim. Malûmdur ki Büyük Millet Meclisi’nin hîn-i teessüsünde vaz’ olunan esâsâta göre, Heyet-i İcraiye namı verilen hükümetin azası, doğrudan doğruya ve ayrı ayrı Meclis tarafından intihap olunuyordu. Bu usûl, 4 Teşrinisani 336 tarihine kadar tatbik olundu. Bu bâbdaki kanun, ancak bu tarihte, “İcra Vekilleri, Büyük Millet Meclisi Reisi’nin, Meclis azalarından göstereceği namzetler meyânından, ekseriyet-i mutlaka ile intihap olunur” suretinde ta’dîl olundu.