Nutuk/15. bölüm/Meseleyi hal için bir tarafa hak vererek diğer tarafı ilzam etmek sistemini tatbik etmedim

Vikikaynak, özgür kütüphane

Ale’l-ıtlak tarafeyne karşı aldığım vaziyet yumuşak olmadı. Bir tarafa hak vererek diğer tarafı ilzam etmek sistemini tatbik etmedim. Vaziyeti nasıl mütâlaa ve nokta-i nazarımı nasıl vaz’ ettiğimi izah için, 25 Mayıs 1923 günü akdolunan Heyet-i Vekile ictimâını müteakib, İsmet Paşa’ya yapılmış olan tebligatı aynen arz edeceğim.

İsmet Paşa’ya iki şifre telgraf yazıldı. Biri, Heyet-i Vekile kararı olarak Rauf Bey’in imzasıyla çekildi. Bu telgrafı ben Kâzım Paşa’ya dikte ettim.

Diğerini bizzat yazdım ve kendi imzamla gönderdim. Rauf Bey’in imzasıyla çekilen telgrafname şudur:

25.5.1923
İsmet Paşa Hazretlerine

24 Mayıs 141 ilâ 144 numaralı telgrafnameleri üzerine Gazi Paşa Hazretleri riyâsetinde müctemi Heyet-i Vekile kararı ber vech-i âti arz olunur: Sulha mâni olan esaslı ve muallâk mesâil bizce bir kül telâkki edilmektedir. Bu mesâilden herhangi biri hâd bir şekil aldığı zaman fedakârlığa davet edilir ve bu fedakârlığı zarurî görecek olursak mütebaki mesâilin aynı şekilde zararımıza hallolunması ihtimalini kuvvetle takviye ederiz. Yunan tamirat meselesinde fedakârlık yapılacak olursa bu fedakârlık hiç olmazsa elân muallâkta bulunan ve bizce istihsali elzem olan mesâilin lehimize intâcı suretiyle sulha hâdim olmalıdır.

Binâenaleyh düyûn-ı umumiye faizleri ve kısa zamanda tahliye ve adliye formülü ve şirketler tazminatı mesâilinin Yunan tamiratı meselesiyle birlikte vaz’ olunması ve lehimizde halli temîn ve taahhüt edildiği takdirde mukabilinde ancak bu fedakârlığın ihtiyâr edilmesi muvâfık olabilir.

Bu şekil dahilinde azamî menâfii temîn edecek olan bir sulh istihsali mümkün olduğu ve bunun haricinde uzun müzâkerâtın hayırlı bir sulh getirmeyeceği kanaatinde olan heyet, son ve kat’î şekilde konferansa teklifatta bulunarak cevâba intizâr etmenizi ricâ etmektedir.

Hüseyin Rauf

Benim yazdığım telgrafname de budur:

25.5.1923
İsmet Paşa Hazretlerine

24 Mayıs ve 141 ilâ 144 telgrafnameleriniz muhteviyâtı Heyet-i Vekile’de birlikte tetkik ve müzakere edildi. Heyet-i Vekile’ce ittihâz olunan karar Heyet-i Vekile Riyâseti’nden bildirildi. Benim mütâlaatım:

1– Üzerinde tevakkuf ve ısrarı müstelzim olan mesele Yunan tamirat meselesinde Türkiye’nin ihtiyâr edeceği fedakârlık noktası değildir. Belki bu fedakârlığa muvafakat edebilmek için sulhun akdine mâni olan esas ve mühim mesâilin henüz halledilmemiş ve me’mûl edildiği surette hallolunabileceğine kanaat-bahş delâil bulunmamış olmasıdır. Fi’l-hakika hallolunduğu veya hallolunabileceği tahmin edilen iktisadî mesâil Ankara’da toplanmakta devam eden şirketlerle vuku bulacak müzâkerâtın neticesine muallâktır. Mezkûr şirketlerin ise müfrit metalibde bulundukları şimdiden anlaşılmıştır.

2– İktisadi ve malî mesâil İtilâf Devletleri’nin nokta-i nazarına göre, yani aleyhimizde halledilinceye kadar İstanbul tahliyesinin teehhüründe musır bulunmalarından endişe büyüktür ve ciddîdir. Hatta bu teehhürün Musul meselesinin İngiltere lehine halline kadar devamı da kuvvetle vârid-i hatırdır.

3– Borçlarımızın sikke-i tediyesi meselesinin dahi Muharrem Kararnamesi’nin mer’iyeti hakkında beyanname talebinde musır bulunuldukça lehimize hallolunamayacağı görülüyor.

4– Adliye formülü Mütelifîn’in teklifi üzerine kabul edilmiş olduğu halde bi’l-âhire nükûl ve bunda musır bulunmaları câ-yı dikkattir.

5– Binâenaleyh Yunan tamiratı meselesinde bizi fedakârlığa icbâra kalkışmaları sebebini şu suretle mütâlaa ediyorum:

Yunanlılar uzun müddet ordularını silâh altında tutmak ve yıpratmak istemiyorlar. Türkiye ile aralarında halli lâzım gelen tamirat meselesini kendi arzuları vechile hallettirerek emin ve sakin bir vaziyete geçmek ihtiyacındadırlar. İtilâf Devletleri ise bizim hayatî addettiğimiz mesâili lehimizde halletmek kararında olmayıp mümkün olduğu kadar müzâkerâtı uzatarak ve her mesele üzerinde bizi yıpratarak en nihayet kendi lehlerinde fedakârlığa mecbur etmek kararındadırlar. Yunanlıların harekât-ı askeriye ile istihsal-i maksat eylemelerine dahi razı olmadıklarından maksatlarını, bizi bi’t-tazyik yaptırmakla Yunanlıları memnun ve sakin bir hale koymak istiyorlar. Biz, bu ısrar karşısında fedakârlık yapmakla sulhu tesise hizmet etmiş olacağımızı zannetmiyorum. Bilakis yine zaman geçecek ve sulhun teessüsü için nihayete kadar fedakârlık yapmak mecburiyeti karşısında bırakılacağız. İzmir’in istirdâdından bugüne kadar dokuz ay geçti. Bu tarzda daha dokuz ay geçebilir.

Ehemmiyetle nazar-ı dikkate almak lâzımdır ki gayr-i muayyen müddet için intizârda kalmaya muvafakat edemeyiz.

6– Aleyhimize olan mesâilde fedakârlık etmek ve lehimizde halli zarurî olan mesâili aynı zamanda temîn etmemek bizi zayıf ve müşkil vaziyete sokar. Bunun için sulha esas olacak mesâilin heyet-i umumiyesini bir kül olarak nazar-ı dikkate almak ve bunu sarîh ve kat’î olarak konferansın nazar-ı dikkat ve kabulüne ciddiyetle vaz’ etmek ve bu hususta temînata mâlik olmadıkça fedakârlık müstelzim mesâilin hall-i kat’îsine muvafakat etmekten kat’iyen nıücanebet etmek zamanı gelmiştir.

7– 24 Mayıs 144 numaralı telgrafnamenizle bildirilen hulâsa-i kararınızda istical buyurmamanızı ricâ ederim. Esası Meclis’ten gelen talimatın mühim olan, malî ve iktisadî ve adlî ve idarî mesâilde hukuk-ı hayatiye ve istiklâliyenin tam ve emin olarak istihsali henüz mümkün olamadığına göre fedakârlık noktasında ısrar göstermeyiniz.

8– İtilâf Devletleri bize hayat ve istiklâlimizle alâkadar mesâilde behemehâl aleyhimizde esaslı şerâit kabul ettirmeye karar vermedikçe tamirat meselesinde göstereceğimiz ciddî vaziyet üzerine Yunan ordusunun hareketine müsaade ve dolayısıyla heyet-i umumiyenin fiilen hâl-i harbe duhûl etmelerine muvafakat edemezler. Eğer menfî nokta-i nazar muhafazasındaki kararları kat’î ise Yunan tamirat meselesinde değilse İstanbul’un tahliyesi veya düyûnun sikke-i tediyesi veya adlî mesâil ki bütün cihanı alâkadar eder, o meselelerde daha müsait şerâitte aleyhimizde fi’liyâta geçer. Fakat fark bizim daha zayıf vaziyetimiz olabilir.

9– Yunanlıların Cumartesi günü konferanstan çekilmelerine mümânaat edebilmek için arzularını kabul etmek lehimizde değildir ve böyle bir müfarekat İtilâf Devletleri aynı harekete iştirak etmedikçe hiçbir mâna ve tesiri hâiz olamaz. Eğer konferanstan çekileceklerini tebliğin manası, fiilen harekât-ı askeriyeye geçeceklerini ihbar ise bu hususta İtilâf Devletleri’nden bi-hakkın istîzâh edilecek noktalar vardır.

10– Hulâsa, böyle serî ve anî tehdit karşısında başlı başına bir meselede fedakârlığı kabul ettiğimizi ifade etmek, sulhu uzaklaştırmak mahiyetinde telâkki olunabilir. Tekrar ediyorum. Esas mesâili halle İtilâf Devletleri’ni davet buyurunuz efendim.

Mustafa Kemal

Bunlardan başka, İsmet Paşa’ya, zata mahsus işaretiyle de ayrıca şu kısa şifre telgrafı çektim:

İsmet Paşa Hazretlerine

Heyet-i Vekile Riyâseti’yle Heyet-i Murahhasa’nın tekmil muhhaberâtını bir defa daha karşılaştırarak tetkike lüzum gördüm. Bazı telgrafnamelerde, tarz-ı beyanda, arada su-i tefehhümat var gibi bir mâna istihrâc ettim. Tamiratı kabul ve adem-i kabulde ısrar yoktur. Bunu izah için vaziyet ve nokta-i nazarlarım hakkında ayrıca mütâlaatımı arz ettim. Tahassürle gözlerinden öperim kardeşim.

Mustafa Kemal

Bu telgrafnameler muhteviyâtına nazaran, Karaağaç’a mukabil Yunan tamiratından feragati esas itibarıyla kabul ettiğimiz sarîhtir. Ancak mesâil-i esasiyede elzem ve hayatî addettiğimiz hususların temîn edilmesi şartına da İsmet Paşa’nın nazar-ı dikkati celp edilmiştir.

İsmet Paşa’nın da bu iş’ârattan istihrâc ettiği mâna ve maksat böyle olmuştur.

İsmet Paşa, mütâlaatının aynen bana iblâğını Rauf Bey’den istida ettiği 24 Mayıs 1923 tarihinde, doğrudan doğruya bana hitaben de bir telgraf çekmiş... 24 Mayıs’ta çekilmiş olan bu telgrafı, ben, 26 Mayıs’ta aldım. Telgraf, Hariciye şifresiyle gelmiş ve Rauf Bey tarafından görüldükten sonra bana gönderilmişti. Halbuki bu telgrafname müfâdı, Rauf Bey’den nev’ân-mâ şikâyeti tazammun ediyordu. İsmet Paşa’nın telgrafı şudur:

Lozan
24 Mayıs 1923 keşîdesi
26 Mayıs 1923 vürûdu
Adet 145
Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine

Vaziyet hakkında Heyet-i Vekile Riyâseti’ne mufassal rapor takdim ettim. Hükümetle aramızda ihtilâf-ı esasî vardır. Mutabakat olmazsa avdet mecburiyet ve kararındayım. Raporumun zât-ı riyâset penâhilerine iblâğını tasrih ve istida eyledim. Konferans son günlerinde ve vaziyet teehhüre gayr-i mütehammil andadır. Kanaatime göre sulh, serd ettiğim nikat-ı nazar dahilinde kabil-i temîndir. Zât-ı riyâset penâhilerinin bu fevkalâde zamanda vaziyet-i umumiyeyi yakından takip buyurmaları müsterhamdır.

İsmet

Diğerlerinden bir gün teehhürle gelen bu telgraf aynen Gazi Paşa Hazretlerine arz edilecektir.

Aynı günde İsmet Paşa’ya şu cevâbı verdim:

İsmet Paşa Hazretlerine

24 Mayıs 145 numaralı şifreyi 26’da aldım. Ondan evvel muhtasar ve mufassal iki şifre yazdım. Vaziyeti takip ediyorum. Avdet kararınızın saiki, tamirat meselesinde fedakârlık olduğuna göre doğru değildir. Iş’âratım dairesinde teşebbüse devam halinde daha müsait safhaya geçeceğinizi me’mûl ederim. Heyet-i Vekile ile aranızda mahsûs ihtilâf-ı nazar bertaraf edilir. Gözlerinizden öperim efendim.

Gazi Mustafa Kemal

İsmet Paşa, 26 Mayıs 1923 tarihinde, Heyet-i Vekile Riyâ seti ’ne yazdığı raporlarda, Heyet-i Vekile Riyâseti’nin tebligatını ve benim telgrafnamelerim muhteviyâtını ve Heyet-i Murahhasa ’ya verilmiş olan esas talimatı nazar-ı dikkate aldığını ve o yolda hareket ettiğini izahtan sonra 26 Mayıs günü öğlenden sonra Müttefikîn murahhaslarının, Yunan tamiratına mukabil Karaağaç’ın kabul edilmesi hususundaki teklifini kabul ettiğini ifade eylemiş olduğunu ve diğer meseleleri birkaç gün zarfında intâc edebileceğini bildirmiş..

Rauf Bey, bu raporları bana 27 Mayıs 1923 tarihinde şu tezkeresine leffen gönderdi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Riyâset-i Celîlesine

İsmet Paşa Hazretlerinden mevrûd 26 Mayıs 1923 tarihli telgrafname sureti leffen takdim-i huzur-ı samileri kılındı efendim.

Hariciye Vekâleti Vekili
Hüseyin Rauf

Rauf Bey, aynı tarihte İsmet Paşa’ya da şu tebligatta bulunmuş:

27.5.1923
İsmet Paşa Hazretlerine

26 Mayıs. 151 numaraya:

Heyet-i Murahhasa’nın Yunan tamiratı hakkındaki hatt-ı hareketi Heyet-i Vekile’nin talimatına sarahaten mugayir görülmüştür. Müşkil vaziyette kalan Heyet-i Vekile menâfi-i milleti derpîş ederek iş’âr buyurulduğu vechile mesâil-i mühimmenin üç dört gün zarfında intâcı hakkındaki kanaatin fiile münkalib olmasına intizâren telâkkiyât ve mütâlaatını tebdil etmeyecektir. Evvelki telgrafta mezkûr diğer mesâil-i esasiyede fedakârlığın kat’iyen mevzu-i bahis olamayacağı tabiidir efendim.

Hüseyin Rauf

İsmet Paşa’nın, Karaağaç’a mukabil tamirattan feragati ifade ettiğine dair olan raporlarına muttali olduktan sonra, 25 Mayıs 1923 tarihli ve Rauf Bey imzalı tebliğ muhteviyâtını tahlil ederek kendisine şu telgrafı yazdım:

27.5.1923
İsmet Paşa Hazretlerine

Heyet-i Vekile kararında esaslı üç nokta vardı. Birincisi, tamirat meselesinde fedakârlık mühim mesâil-i muallâkanın lehimize intâcına mukabil olmalıdır. İkincisi, düyûn-ı umumiye faizleri ve kısa zamanda tahliye ve adliye formülü ve şirketler tazminatı meselesi –yani on iki milyon liranın efrâd ve tebaası ne olursa olsun tekmil şirketlere aidiyeti kabul edilerek başkaca tazminatın mevzu-i bahis edilmemesi– mesâilinin tamirat meselesiyle birlikte vaz’ı ve mezkûr dört meselenin lehimizde halli temîn edildiği takdirde ancak tamiratta fedakârlık muvâfık olabilir. Üçüncüsü, son ve kat’î şekilde konferansa teklifatta bulunarak cevâba intizâr etmek.

Heyet-i Murahhasa’nın telâkkiyât ve harekâtında Heyet-i Vekile’nin mütâlaa ve iş’ârına mutabık olmayan noktalar şunlardır:

1– Heyet-i Murahhasa, yalnız mesâil-i muallâka-i esasiyeyi kül addetmiş ve tamiratı hariç tutmuştur.

2– İnkıtaın, Yunanlıların konferanstan çekilmesiyle ve Mudanya Mukavelenamesi’nin bozulması, Yunan ordusunun tecavüzü ile olmasında mahzur görerek diğer mesâilde anlaşmak mümkün olamazsa inkıtaın tarafımızdan yapılması tercih olunmuştur. Bu nokta câ-yı teemmüldür.

3– Yunan tamirat meselesinde fedakârlığı kabul ettikten sonra diğer mesâili birkaç gün zarfında neticelendirmek şıkkının ihtiyârı da mühimdir. Böyle bir kanaat henüz Heyet-i Vekile ’de tahassul etmiş değildir. Fi’l-hakika mesâil-i mühimme lehimizde olarak üç dört gün zarfında intâc edilebilirse tamirat meselesinin takdiminde mutasavver mehâzîr bertaraf edilmiş olur. Ancak ümit beslediğiniz mesâilden sonra Muharrem Kararnamesi’nin teyidi meselesinin ehemmiyet-i esasiyeyi muhafaza etmekte olduğu beyan buyurulmaktadır.

4– Konferansın, kuponların tediyesi meselesi yüzünden inkıta etmesinin dahil ve harice karşı bizi daha kuvvetli bulunduracağı mütâlaası da şâyân-ı tamîktir.

Bu meselede bütün hariç aleyhdârımızdır. Dahile izah-ı mahiyet tamirat meselesi kadar sehil değildir. Tamirat meselesinde haricin de bizi muhik görmesi için esbâb vardır.

5– Mühim mesâilde inkıtaın tarafımızdan ika-ı harekât ile tev’em olmadıkça Mütelifîn’in arzusuna mutabık olur. Bu sebeple inkıta olacaksa bunun Yunanlıların tecavüzü ile olması bizi mazur vaziyette gösterirdi mütâlaası vardır.

6– Hulâsa Heyet-i Vekile ile Heyet-i Murahhasa arasındaki ihtilâf noktaları mühimdir. Heyet-i Vekile’de emr-i vâkiler karşısında bırakılmak endişesi hâsıl olmuştur. Bunun için tamirat meselesini takdim etmekten mutasavver mahzurları mesâil-i mühimmenin, iş’âr buyurulduğu vechile birkaç gün zarfında intâcına behemehâl ehemmiyet vererek bertaraf edildiğini irâe etmek lâzımdır ve daha şimdiden bu fedakârlığın mesâil-i sâirenin sür’atle ve lehimizde hallolunacağı mevâîdine mukabil olduğunu, ciddî olarak icap edenlere mevzu-i bahis etmek ve en nihayet inkıta mukadderse onların müsebbib ve mütecâviz görünecekleri zeminde vukuunu temîn eylemek lâzımdır.

7– Bugünlerde en nazik tebeddülâtı ve bilhassa fedakârlıktan sonra Mütelifler’de hâsıl olan zihniyeti bildiriniz. Çünkü bizi tehdit ile muvaffak olmaktan mütehassıl yeni ümitlerinden bi-hakkın endişe ediliyor efendim.

Gazi Mustafa Kemal

İsmet Paşa, 28 Mayıs 1923 tarihinde, Rauf Bey’e yazdığı telgrafta, diyor ki “usulde, yani bir meseleyi evvel veya sonra mevzu-i bahis etmek gibi esas direktife değil tarz-ı tatbikata müteallik aramızda fark hâsıl olmuştur. Yunan tamiratı meselesi henüz tasdik-i kat’îye iktirân etmediği gibi mesâili sâire-i esasiye de müteakiben mevzu-i bahis olacağından Cuma ve Cumartesi’ye kadar bütün mesâilde konferansın şekl-i kat’îsi anlaşılacağı zannolunmaktadır. Yunan tamiratı hususundaki fedakârlığı, bize taalluk eden mesâil-i maliye ve iktisadiyede aynı mülâhazatın nazar-ı dikkate alınacağı kaydıyla yaptığımızı söylemiştim. Binâenaleyh eğer mesâilde anlaşamaz isek Yunan tamiratı da ittihâz edeceğimiz umumî karara tâbi olur.”

“Esas talimatlara riayetten başka, nâ-geh-zuhûr talimatlara, nihayet mesâil-i muhtelifenin tarz-ı idâre ve tatbikinde tayin buyurulacak kat’î hareketlere, talimat-ı mühimmelere eğer kâmilen ve harfiyen riayet edemediğimiz kabul buyuruluyorsa, bunu arzu etmediğimizden değil, fakat cidden, maddeten mümkün olmadığındandır.

Âcizleri, aramızdaki bu ihtilâf-ı nazarı vakit ve zamanında görmüş ve vâzıhan ifadesini istirham etmiş idim. Henüz hiçbir şey imza edilmemiş, hiçbir taahhüt alınmamıştır. Eğer bu tarz-ı hareketimiz hatalı ad buyuruluyorsa onun telâkkiye göre tashihi imkânı mevcuttur.

Hâsılı sulh meselesinin yüzde doksan beşi hallolunmuştur. Benden sonra deruhde buyuracak zat için müşkilâtı mahdûd ve basittir.

Diğer taraftan, eğer sulh mukadder değil de inkıta olacaksa, bizim hatt-ı hareketimiz bu inkıtaı daha gayr-i müsait şekle ilka etmeyecektir. Her halde emir ve karar Heyet-i Vekile’nin ve zât-ı riyâset penâhîlerinindir.”

İsmet Paşa aynı günde bana da cevap verdi. Aynen arz edeyim:

İcra Vekilleri Heyet-i Riyâseti’ne

Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine.

Vaziyet Heyet-i Vekile raporumdan malûmdur. Her gün birer meseleyi olmak üzere mesâil-i esasiyeyi müteakib günlerde müzakere edeceğiz. bi’t-tabi Yunan tamiratını bütün mesâil-i muallâkanın hallinde daimî bir silâh olarak kullanacağız. Bu imkânı muhafaza ettik. Yunan tamiratı meselesini tasfiye ettikten sonra diğerlerinde bizi tehditle bir netice istihsali ümidi hâsıl olmadı. Bilakis bir vasıta-i tehdit ortadan kalktı. Vaziyette sükûnet hâsıl oldu. Eğer evvel ve âhir inkıta olursa, ya Yunan ordusu kendisi için bir sebeb-i mahsus bulunmadığından hareket etmeyecek veyahut diğerleriyle beraber ve onların davası için ilerlediğini izhâr ve isbât edeceğiz. Her iki hal dahi Yunan ordusuyla tamirat bahanesiyle müsaademeye başlamak vaziyetinden maddeten ve manen akdem ve müreccah görülmüştür. Heyet-i Vekile’yi emr-i vâkiler karşısında bırakmak endişesine mahal olmayıp tarz-ı hareketimiz vaziyet-i umumiyenin mütâlaasına göre usûl-i tatbikatta ihtilâf addolunabilir. Maahaza bu ihtilâfı da arz etmiştim. Mesâil-i esasiyenin heyet-i umumiyesinin birkaç güne kadar mütâlaa olunabileceği maruzdur.

İsmet

İsmet Paşa’ya şu cevâbı verdim:

29.5.1923
İsmet Paşa Hazretlerine

Sulh mesâilinin azamî derecede halledilmiş olduğu hakkındaki iş’âr-ı devletleri şâyân-ı memnuniyettir. Birkaç gün zarfında takdirleri vechile vaziyetin tayinine muvaffak olursanız çok müsterih olacağız. Muvaffak olmanızı temenni ederim. Fevzi Paşa Hazretleri de Ankara’dadır. Vaziyetin tayinine kadar burada bulunacaktır. Gözlerinizden öperim.

Mustafa Kemal

İsmet Paşa, bu telgrafımdan sonra mesâisine devam etti. Rauf Bey’in ve Heyet-i Vekile’nin de bu mesele etrafında daha ziyade ısrar göstermesine mâni oldum.

Bir aya karîb bir zaman tarafeyn sükûnetini muhafaza eder göründü. Bu müddet zarfında İsmet Paşa muhtelif meselelere dair Heyet-i Vekile Riyâseti’nden, nokta-i nazarlar soruyordu.