Nutuk/12. bölüm/Cihan nazarında vereceğimiz imtihana hazırlanırken
Efendiler, cihan, imtihan meydanıdır. Türk milleti, bunca asırlardan sonra yine bir imtihan, hem bu defa en çetin bir imtihan karşısında bulunduruluyordu. İmtihanda muvaffak olmadan, lütufkârâne muamelelere intizâr etmek bizim için câiz olabilir miydi?
Biz, kemâl-i ciddiyetle cihan nazarında vereceğimiz imtihana hazırlanırken, bir taraftan müşahitlerin de vaziyet ve ahvâl-i ruhiye ve fikriyelerini, nazardan dûr tutmamayı daima faydalı buluyorduk. Bu maksatla malûmunuz olduğu vechile, evvelâ, Hariciye Vekili bulunan Yusuf Kemal Bey’i ve bi’l-âhire de Dahiliye Vekili olan Fethi Bey’i Avrupa ya i’zâm etmiştik. İstanbul üzerinden Avrupa’ya gidecek olan Yusuf Kemal Bey’e İstanbul’a ait bazı hususî vazifeler de verilmişti. Yusuf Kemal Bey, İzzet Paşa ve rüfekasıyla ve arzu ve taleb-i hakikî vukuunda Vahideddin ile de görüşecekti. Vahideddin’in, Meclis’i tanıması, İzzet Paşa ve rüfekasının, bizim tespit ettiğimiz hedefe müteveccih olarak yürümesi lüzumunu teklif edecekti. Yusuf Kemal Bey, İstanbul’da, aldığı talimat dairesinde hareket etti. Fakat maa’t-teessüf İzzet Paşa ve rüfekası, kendisini işgal ve iğfal ederek pâdişâha bir mürâcaatçı suretinde götürdüler. İzzet Paşa ve rüfekası bununla da iktifâ etmeyerek, Yusuf Kemal Bey’in Avrupa’daki teşebbüsâtını iğlâk ve işkâl etmek üzere İzzet Paşa’yı, Yunan taht-ı işgalinde bulunan yerlerden geçirerek Yusuf Kemal Bey’den evvel Paris’e ve Londra’ya gönderdiler, İzzet Paşa, bu seyahatini son dakikaya kadar gizlemiştir.
Yusuf Kemal Bey’in Paris ve Londra’da yaptığı mükâ lemelerden bir netice çıkmadı. Yalnız, şu anlaşıldı ki Düvel- i İtilâfiye Hariciye Nâzırları karîben ictimâ edecekler, bize sulh teklifatında bulunacaklarmış. Anadolu’nun tahliyesi esas itibarıyla kabul edilmiş ise de konferans müzâkerâtı esnasında muharebe başlarsa sulh teşebbüslerinin akîm kalacağı cihetle Yunanlılarla bir mütareke akdetmemiz lâzım imiş. Bu hususu, Yusuf Kemal Bey’e söyleyen Lord Curzon’a, Yusuf Kemal Bey, konferansın evvelâ Anadolu’nun tahliyesine karar verip tarafeyne tebliğ etmesinin mütarekeden daha kuvvetli olacağını söylemiş. Lord Curzon, mütarekede, musır kalmış ve bunun hükümete iblâğıyla alacağı cevâbın kendisine itasını bildirmiş.