Nutuk/12. bölüm/Başkumandanlığı kabul ediyorum
Ben, müzâkerât ve münakaşat ile tebellür eden bu kanaatleri, lüzumu kadar mütâlaa ve tetkik ediyordum. Son fikirde bulunanlar, kuvvetli esbâb-ı mantıkiye serd ediyorlardı. Kumandayı deruhde etmemi samimî olarak teklif edenler de gayr-i samimî metâlibde bulunanların yaygaraları, derin ve şâyân-ı endişe tesirler yapmaya başladı. Benim fiilen kumandayı deruhde etmem, bütün Meclis’te son çare ve son tedbir olarak telâkki edildi. Meclis’in bu telâkkisi, sür’atle, Meclis haricinde intişar etti. Adeta benim sükûtum kumandayı fiilen deruhde etmeye adem-i tehalüküm, felâketin muhakkak ve karîb olduğu fikir ve telâkkisini umumî bir hale koydu. Bunu, anlar anlamaz, derhal kürsüye çıktım.
Efendiler, bu bahsettiğim vaziyet, 4 Ağustos 337 günü bir celse- i hafiyede vuku buluyordu. Azanın, hakkımda izhâr eyledikleri teveccüh ve itimâda teşekkür ettikten sonra makam-ı riyâsete şöyle bir takrir verdim:
Meclis aza-yı kirâmının umumî surette tezâhür eden arzu ve talebi üzerine Başkumandanlığı kabul ediyorum. Bu vazifeyi, şahsen deruhde etmekten tahassul edecek fevâidi, azamî sür’atle istihsal edebilmek ve ordunun maddî ve manevî kuvvetini azamî sür’atte tezyîd ve ikmâl ve sevk u idâresini bir kat’ daha tarsîn için, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin hâiz olduğu salâhiyeti, fiilen istimâl etmek şartıyla deruhde ediyorum. Müddet-i ömrümde, hâkimiyet-i milliyenin en sadık bir hâdimi olduğumu nazar-ı millette bir defa daha teyid için bu salâhiyetin üç ay gibi kısa bir müddetle takyid edilmesini ayrıca talep ederim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi
Mustafa Kemal