Nutuk/11. bölüm/Hoca Raif Efendi Muhafaza-i Mukaddesât Cemiyeti teşkil ediyor
İkincisi, memleket dahilinde ve yine teşkilâtımız içinde... Bu noktayı izah eden en bâriz misâli, Erzurum Mebusu Hoca Raif Efendi’nin ve bazı arkadaşlarının, grubun teşekkülünden evvel Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’nun çıkmasını müteakib aldıkları teşebbüs teşkil eder. Arzu ederseniz bu hususta bir nebze arz-ı ma’lumât edeyim.
Hoca Raif Efendi ve arkadaşları, Anadolu ve Rumeli Müdafaa- i Hukuk Cemiyeti Erzurum Heyet-i Merkeziyesi’nin unvanını ta’dîl etti. Muhafaza-i Mukaddesât Cemiyeti dedi. Mevcut cemiyet esâsâtının başına da hilâfet ve saltanat makamının ve şekl-i devletin temîn-i mahfuziyetine müteallik birtakım ilâvelerde de bulunmuş. Bu teşebbüsünü diğer vilâyetlere, bilhassa şark vilâyetlerine de birtakım beyannameler göndererek teşmile kalkışmıştır. Ben, bundan haberdâr olur olmaz, Şark Cephesi Kumandanı Kâzım Karabekir Paşa’nın nazar-ı dikkatini celp ettim. Hoca Raif Efendi’yi ve arkadaşlarını ikaz ve bu nev’î teşebbüsâttan sarf-ı nazar ettirmesini ricâ ettim.
Sarıkamış’ta bulunan Kâzım Karabekir Paşa ile Erzurum’da bulunan Hoca Raif Efendi arasında, bazı muhhaberât cereyân ettikten sonra Raif Hoca, bizzat Paşa’nın karargâhına gitmiş, orada Muhafaza-i Mukaddesât unvanının istimâlindeki esbâbı izah ederken demiş ki, maksat, hukuk-ı hilâfet ve pâdişâhîyi muhafaza etmek ve memleket ve âlem-i İslâm’ın hayat-ı hâzıra ve müstakbelesi için azîm teşettüt ve mahzurları davet eden cumhuriyet şeklinden kat’iyen sakınmaktır. Hoca, “Büyük Millet Meclisi’nde teşekkül eden Müdafaa-i Hukuk Grubu maksadının hilâfet ve saltanat şeklinin cumhuriyete inkılâbını istihdâf eylediği mahsûstür.” mütâlaasında bulunduktan sonra, bu gibi teşebbüsâtı mutâ’ tanımamakta mazur olduklarını bildirmiş.