Nutuk/11. bölüm/İzzet ve Salih Paşaların İstanbul'da vazife-i siyasiye almayacaklarına dair temînat vermeleri üzerine İstanbul'a avdetlerine müsaade edildi

Vikikaynak, özgür kütüphane

Efendiler, Ankara’da bulunan İzzet ve Salih Paşalar bir türlü Ankara’ya ısınamadılar. İstanbul’da aileleri nezdine terhîsimiz için bilâ-vasıta ve bi’l-vasıta mütemâdiyen ricâ ediyorlar ve İstanbul’a avdetlerinde hiçbir vazife-i siyasiye almayacaklarına dair temînat veriyorlardı. 1921 senesi Mart ibtidâlarında, İsmet Paşa’nın bazı hususât için Ankara’ya gelmiş bulunduğu bir sırada, Paşalar ricâlarını tekrar ettiler. Bir gün İsmet Paşa’nın huzuruyla Heyet-i Vekile hâl-i ictimâda iken Ahmet İzzet Paşa daireye gelerek haber göndermiş ve İsmet Paşa kendisiyle mülâkat eylemiştir. İzzet Paşa, bizim teklifimiz üzerine İstanbul’da vazife-i siyasiye almayacağına uzun uzadıya izâhât ile söz vererek, İstanbul’da ailesi nezdine terhîs için ricâ etmiş, Salih Paşa’nın da aynı suretle söz vererek, serbest bırakılması ricâsında bulunduğunu ilâve etmiş.

İsmet Paşa, bu izâhât ve ricâyı Heyet-i Vekile’ye iblâğ etti. Zaten mevcudiyetlerinin mesâi-i milliyemizde şâyân-ı istifade olmadığı, bilakis Ankara’da bir yük, bir sıklet teşkil etmekte bulundukları, fazla olarak bazı menfî cereyânlara da sebep teşkil eyledikleri anlaşılmış bulunduğundan Heyet-i Vekile, bu paşaların İstanbul’a avdetlerinde bir mahzur görmedi. Fakat ben, Ahmet İzzet Paşa ve refîkinin verdikleri sözde ciddiyet ve samimiyet olmadığını, İstanbul’a avdetlerinde behemehâl İstanbul Hükümeti’nde vazife alarak bizi iz’âca devam edeceklerine kani bulunduğumu söyledim. Namusları üzerine söz veriyor dendi. Şifahen verdikleri sözü, tahrirî olarak imzaları tahtında verirlerse müsaade edilmek câiz olacağını beyan ettim. İsmet Paşa, bu teklifimi yanımızdaki odada intizâr eden İzzet Paşa’ya iblâğ etti. İzzet Paşa, derhal bir kalem, kâğıt alarak Kabine’den istifa edeceklerini, bir taahhütname olarak yazmış ve imza etmiş ve hatıramda aldanmıyorsam Salih Paşa’ya da imza ettirmişti. Ben, bu kısa taahhüdü kâfi görmedim, şifahen söylediği şâmil manada değildi ve der-akab bunun bir hile olduğuna arkadaşların nazar-ı dikkatini celp ederek, şifahen İsmet Paşa’ya söylediklerini yazarak imza etsin dedim. İzzet Paşa’nın şifahen de bu kadar izâhât ve temînat verdikten sonra, başka maksat ile bir taahhüt yazmış olacağı tahmin edilmedi ve bu kısa taahhüdün kâfi görülmesi iltimas edildi. İşte İzzet ve Salih Paşalar böyle hileli bir taahhütle İstanbul’a gitmek yolunu temîn etmişlerdir.