İçeriğe atla

Nağme-i Seher/âl uyaklı sitâyiş

Vikikaynak, özgür kütüphane
sitâyiş[1]

Habbezâ mâh-ı mübârek-eser ü ferruh-fâl
Ki sa’âdetle odur mü’mine ser-nâme-I sâl

Habbezâ mâh-ı safâ-perver ü zevk-âyin kim
Hâtır u dilde neşâtı ne keder kor ne melâl

Mâh-ı mes’ûd-ı celî şa’şa’a ya’ni Ramazan
Kim olur şekli-i hilâli nice bin ni’mete dâl

Öyle bir mâh-ı dil-efrûz ki şeyh ü şâbı
Bî-karar eylemede şevkla her rûz u leyâl

Eyle dikkatle nazar gurre-i garrâsına kim
Az olur çehre-i hûbânda bile böyle hilâl

Öyledir neş’e-i iftârı ki bahş etmez anı
Rind-i mey-nuşâ şarâbile dolu sâgar-ı âl

Gündüzü rûşeni-i feyz ile müstagni-i mihr
Gecesi şa’şa’a-i şevkla çün vakt-i zevâl

Mücrim-ı rû-siyehi rûze eder eylerse
Mazhar-ı magrifet-i hazret-i Hak celle celâl

O zamândır bu ki sâbun-ı tazarru’la gider
Dâmeninden kişinin levs-i güneh çirk-i vebâl

Fıska meyl etmeden âzâde olursa n’ola hulk
Ki şeyâtînin urur pâyine allah şikâl

Makdem-i feyzi kılıp âlemi yekser rûşen
Verdi her memlekete başkaca bir sûret ü hâl

Kıldı bu beldeyi bâzâr-ı meserret gûyâ
Cümle esvâkını şenlikle edip mâl-â-mâl

Etdi her ma’bedi hem-hâlet-i gülzâr-ı behişt
Oldı vâ-izler ona bülbül-i pâkize-makal

Gark olub pertev-i envâr-ı kanâdîle menâr
Görünür baksan uzaktan şecer-i tûr-misâl

Tarh olub kûşe-be-kûşe nice cem’iyyetgâh
Her biri halkıñ eder bir tarafa isti’câl

Oldı esbâb-ı temâşâ vü tarab âmâde
İstimâ’-ı nagâmat eyle yahud seyr-i hayâl

Olamaz hâsılı bir böyle müferreh eyyâm
Âşık-ı sâdık-ı mehcûra meger rûz-ı visâl

Minnet ol hazret-i Hallâk’a ki oldum ben de
Hele âzâde-i endûh u gam u renciş-i bâl

Kalmadı âyine-i dilde gubâr-ı ekdâr
Böyle bir lûtfı felek etmişiken bana muhâl

Geldi bu şevklâ hem tûti-i hâmem nutka
Hayli dem mihnetile olmuşidi ebkem ü lâl

Oldı lezzetde can zâika-i sâmiaya
Deheninden bu müferrih gazel-i tâze-me’âl

Leb ü dendân-ı safâ-bahşın ayâ mâh-cemâl
Benzer ol hokka-ı mercâna k’ola onda le’âl

Aks-i nâlem görünür onda misâl-i şu’le
Ol kadar safveti var sînenin ey çeşmi gazâl

Bag-ı cennetde de gars eylememiştir rıdvan
Kadd-i nâzik gibi mevzûn ü ger âzâde-nihâl

Erdi hurşîde hevâdâri-i aşkınla gönül
Buldı bir zerre iken mertebe-i âlü’l-âl

Âh lâyık mı bizi dem-be-dem âzârın ile
Eylemek böyle keder-nâk ü perîşân-ahvâl

Kalurız böyle perîşân eger olmazsa mu’în
Lutf-ı şâhenşeh-i pür-cûd ü pesendîde-hısâl

Nice şâhenşeh o kim tıynet-i pâkin kalmış
cevher-i 'adlî ile zîbinde hûda mute‘âl

Nice şâhenşeh o kim istese bir bendesini
Yedi iklîme eder vâli-i bâ-istiklâl

Nice şâhenşeh ki o kim devr ü zamâna olamaz
Hükm-i fermânını bir sûret ile redde mecâl

O hudâvend-i mu’azzam ki mübâhât eyler
Haşmet ü fer-i şükûhuyla serîr-i iclâl

O cihân-dâver-i efham ki cihâna olmuş
Hâk-bûs-ı der-i iclâli e’azz-ı âmâl

Re'y-i pür-nûridir ol mihr-i cihân-ârâ kim
Eylemez gerdiş-i eyyâm ona îrâs-ı zevâl

İlm ü irfânına bir şâhid-i âdildir kim
Mazhar-ı âtıfeti olmada erbâb-ı kemâl

O nerimânkim eder askeriniñ her birisi
evvelîr hamlede ordu-yı adû-yı pâ-mâl

Pertev-i kevkebinin hıyresi çeşm-i hurşîd
Safvet-i meşrebinin tîresi enhâr-ı zülâl

Zu'efâya keremi genc-nisâr-ı ihsân
Fukarâya ni'amı sufre-keş-i birr ü nevâl

Ebr-i ihsânı tarâvet-dih-i gülzâr-ı salâh
Kahrı âteş-fiken-i hırmen-i sermân-ı dalâl

Her ne emretse felek hükmünü icrâ eyler
Ol kadar yâr u müsâ'iddir o şâha ikbâl

Lûtf-ı tab'ı o kadardır ki kef-i desti eder
Ma'den ü yem gibi her yâna cevâhir ibzâl

Dâd-ger-i pâdişehâ dâver-i âlî-güherâ
Ey hudâvend-i felek-câh u hümâyûn-ikbâl!

Fehm ü dânişte adâletde kerâmette saña
Gelmedi şimdiye dek hiç nazîr ü emsâl

Eyledin himmetinin şânını i'lâ Hakk'a
Her ne lâzımsa edip saltanata istikmâl

Feyz-i eltâfıñ ile halk-ı cihân görmededir
Ahd-i adliñde huzûr-ı dil ü âsâyiş-i hâl

Acizim vasf-ı şerîfinde senin ve'l-hâsıl
Alamaz midhatını satha-i efkur u hayâl

Söz tamâm oldu hemân lâzım olan ey * Ekrem *
Etmedir hayr-du'âya el açıp isti'câl

Tâ ki her sâl gelip yümn ile şehr-i ramazân
Onu ta'kîb ede hem sa'd ile mâh-ı Şevvâl

Ömrünü şevket ü iclâlini efzûn etsin
Kesret-i şevk u sürûr ile hudâ-yı müte'âl