Kur'an/Naziât Suresi

Vikikaynak, özgür kütüphane

1 O daldırıp nez' edenlere. 2 Ve usulcacık çekenlere. 3 Ve yüzüp yüzüp gidenlere. 4 Derken yarışıp geçenlere. 5 Derken bir emir çevirenlere kasem olsun ki (Kıyamet var). 6 O gün ki sarsar râcife. 7 Onu velyeder o râdife. 8 Yürekler o gün oynar kaygıdan. 9 Gözleri kalkmaz saygıdan. 10 Diyorlar ki: biz, gerçek döndürülecek miyiz o hufrede. 11 Ya ufalanmış kemikler olduğumuz vaktı ha? 12 O dediler: o halde husranlı bir dönüş. 13 Fakat o zorlu bir kumandadır. 14 Bakarsın uyanmışlar hepsi meydandadır. 15 Geldi ya sana Musânın kıssası? 16 O vakıt ki ona rabbı nidâ etmişti o mukaddes vadîde: Tuva'da. 17 Haydi demişti git Firavne de, çünkü o pek azdı. 18 De ki: ister misin temizlenesin? 19 Ve rabbına irşad edeyim de seni saygılanasın? 20 Vardı ona o büyük mu'cizeyi de gösterdi. 21 Fakat o tekzîb etti, ısyan etti. 22 Sonra koşarak idbara gitti. 23 Derken mahşerini topladı da bağırdı: 24 Benim en yüksek rabbınız, dedi. 25 Allah da onu tuttu sonuna önüne nekâl olmak üzere tenkîl ediverdi. 26 Şübhesiz ki bunda bir ıbret var, saygı duyacaklar için. 27 Siz mi daha çetinsiniz yaratılışça yoksa Sema mı? O «Allah» onu bina etti. 28 Boyuna irtifa' verdi. Nizamına koydu. 29 Gecesini kararttı, kuşluğunu çıkardı. 30 Ondan sonra da arzı döşedi. 31 Ondan suyunu ve mer'asını çıkardı. 32 Ve dağlarını oturttu. 33 Sizin ve davarlarınızın intifa'ı için. 34 Fakat geldiği vakıt o «tâmme-i kübrâ». 35 O insanın neye koştuğunu anlıyacağı gün. 36 Ve Cahîm hortlatıldığı vakıt, görür kimseler için. 37 Artık her kim azgınlık etmiş, 38 Dünya hayatı tercih eylemiş ise. 39 Muhakkak Cahîmdir onun varacağı. 40 Her kim de rabbının makamından korkmuş ve nefsi hevadan nehy eylemiş ise. 41 Muhakak Cennettir onun varacağı. 42 Sana o saattan soruyorlar: ne zaman demir atması? 43 Nerde senden onu anlatması? 44 Rabbınadır onun müntehası. 45 Sen ancak bir münzirisin ondan haşyet duyacakların. 46 Onu görecekleri gün onlar, sanki bir akşam veya kuşluğundan başka durmamışa dönecekler.