Johnson Mektubu

Vikikaynak, özgür kütüphane
Sayın Başbakan,
Büyükelçi Hare aracılığıyla sizden ve Dışişleri Bakanınızdan, Türk Hükûmeti'nin Kıbrıs'ın bir bölümünü işgal etmek için askerî güç kullanarak müdahale kararı almayı düşündüğüne dair aldığım bilgilerden ciddi şekilde endişe duyuyorum. Tamamen dostça ve samimiyetle vurgulamak isterim ki, Türkiye'nin bu kadar geniş kapsamlı sonuçlarla dolu böyle bir hareket tarzının, hükûmetinizin önceden bizimle tam olarak istişare etme taahhüdü ile tutarlı olduğunu düşünmüyorum. Büyükelçi Hare, benim düşüncelerimi öğrenmek için kararınızı birkaç saatliğine ertelediğinizi belirtti. Aslına bakılırsa, Türkiye için Amerika Birleşik Devletleri gibi, yıllar boyunca sadakatle desteğini gösteren bir müttefike, birçok sonucu olacak tek taraflı bir kararı sunmanın, hükûmetiniz için uygun olduğuna gerçekten inanıp inanmadığınızı kişisel olarak soruyorum. Bu nedenle, böyle bir adım atılmadan önce sizin Birleşik Devletler ile müzakereleri tamamlama sorumluluğunu kabul etmeniz için ısrar etmeliyim.
İzlenimim odur ki bu tip müdahalelerin 1960 tarihli Garantörlük Anlaşması dahilinde kabul edilebilir olduğuna inanıyorsunuz. Fakat dikkatinizi çekmeliyim ki, bizim anlayışımıza göre Türkiye tarafından önerilen müdahale Ada'nın bir şekilde bölünmesini sağlamak amacıyla olacaktır ki, bu çözüm Garantörlük Anlaşması ile özellikle kapsam dışında bırakılmıştır. Dahası, bu anlaşma, garantör devletler arasında müzakere gerektirmektedir. Birleşik Devletlerin görüşü, bu durumda böyle bir müzakere olanağının hiçbir şekilde tüketilmediği ve bu nedenle, tek taraflı harekete geçme hakkının saklı tutulmasının henüz uygulanabilir olmadığıdır.
Ayrıca NATO yükümlülüklerine dikkatinizi çekmeliyim Sayın Başbakan. Kıbrıs'a Türk müdahalesinin Türk ve Yunan güçleri arasında bir askeri muharebeye neden olacağına dair şüpheniz olmasın. Rusk şehri başkanı, Lahey'deki en son NATO Bakanlık Konseyinde Türkiye ile Yunanistan arasındaki savaşın "tam anlamıyla imkânsız" olarak değerlendirilmesi gerektiğini açıklamıştı. NATO'ya bağlılık, özünde NATO ülkelerinin birbirlerine karşı savaş ilan etmeyecekleri anlamına gelir. Almanya ve Fransa yüzyıllardır süren kin ve nefreti NATO müttefiki olmak için unuttular, Yunanistan ve Türkiye'den daha azı beklenemez. Üstelik Türkiye'nin Kıbrıs'a askeri müdahalesi Sovyetler Birliği'nin doğrudan dahline neden olabilir. Umarım NATO müttefiklerinizin, Türkiye NATO müttefiklerinin tamamının kabulü ve onayı olmaksızın Sovyet müdahalesi ile sonuçlanacak bir adım atması hâlinde Türkiye'yi Sovyetler Birliği'ne karşı koruma sorumluluklarının olup olmadığını değerlendirme şanslarının olmayacağını anlayacaksınızdır.
İlaveten Sayın Başbakan, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler üyesi olarak sahip olduğu sorumluluklarına dair endişeliyim. Birleşmiş Milletler barışı sağlamak için Ada'da kuvvetler bulunduruyor. Görevleri zor ancak geçen birkaç hafta boyunca, Ada'daki şiddet olaylarını azaltmakta giderek başarılı oldular. Birleşmiş Milletler Arabulucusu henüz görevini tamamlamadı. Birleşmiş Milletler'in genel üyeliğinin, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler'in çabalarına karşı koyacak ve Birleşmiş Milletler'in Türkiye'ye bu zor sorunun makûl ve barışçıl bir çözüm bulunmasına yardımcı olabileceği ihtimalini ortadan kaldıracak tek taraflı eylemine en güçlü şekilde tepki vereceğinden hiç şüphem yok.
Ayrıca Sayın Başbakan, Birleşik Devletler ile Türkiye arasındaki askerî destek alanında imzalanan ikili anlaşmaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Türkiye ile Temmuz 1947 tarihli Anlaşmanın IV. Maddesi uyarınca, hükûmetinizin, askerî yardımın, bu yardımın sağlandığı amaçlar dışında kullanılması için Birleşik Devletler'den onay alması gerekmektedir. Hükûmetiniz, birçok kez Birleşik Devletler'e bu şartları tamamen anladığını ikrar etmiştir. Bütün samimiyetimle şunu söylemeliyim ki Birleşik Devletler, mevcut şartlar altında Kıbrıs'a Türk müdahalesi için Birleşik Devletler tarafından sağlanan herhangi bir askerî ekipmanın kullanılmasını kabul edemeyecektir.
Tasarlanan Türk hareketinin pratik sonuçlarına gelince, böyle bir Türk hareketinin Kıbrıs Adası'nda on binlerce Kıbrıslı Türk'ün katledilmesine yol açabileceği gerçeğine en dostane bir şekilde dikkatinizi çekmek zorunda hissediyorum. Sizin açınızdan böyle bir eylem öfkeyi serbest bırakacaktır ve sizin açınızdan askerî eylemin korumaya çalıştığınız pek çok kişinin toptan yok edilmesini önlemek için yeterince etkili olmasının hiçbir yolu yoktur. Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin varlığı böyle bir felaketi engelleyemez.
Söylediklerimin çok sert olduğunu ve bizim Kıbrıs sorununda Türk çıkarlarına aldırış etmediğimizi düşünebilirsiniz. Sizi temin etmeliyim ki durum böyle değildir. Kıbrıslı Türklerin güvenliğini sağlamak ve Kıbrıs sorununun nihai çözümünün en doğrudan ilgili tarafların rızasına dayanması gerektiğinde ısrar etmek için hem açıktan hem de gizlice çaba gösterdik. Ankara'dan Birleşik Devletler'in sizin adınıza yeterince etkin olmadığını hissetmeniz mümkündür. Ancak, politikamızın (bize karşı gösterilerin düzenlendiği) Atina'da en canlı kırgınlıklara neden olduğunu ve ABD ile Başpiskopos Makarios arasında temel bir yabancılaşmaya yol açtığını kesinlikle biliyorsunuzdur. Birkaç hafta önce Dışişleri Bakanınızla yaptığım bir konuşmada söylediğim gibi, Türkiye ile olan ilişkilerimize çok değer veriyoruz. Temel ortak çıkarlar ile birlikte sizi önemli bir müttefik olarak kabul ediyoruz. Güvenliğiniz ve refah düzeyiniz Amerikan halkı için derin bir endişe kaynağı olmuştur ve biz bu endişeyi en gerçekçi şekilde ifade ediyoruz. Siz ve biz komünist dünya devriminin ihtiraslarına karşı direnmek üzere beraber mücadele ettik. Bu dayanışma bizim için çok şey ifade ediyor ve umarım sizin hükûmetiniz ve halkınız için de çok şey ifade ediyordur. Kıbrıs Türk topluluğunu tehlikeye atacak hiçbir çözüme destek sağlamakla ilgilenmiyoruz. Bu soruna nihai bir çözüm bulamadık çünkü bu kuşkusuz dünyadaki en karmaşık sorunlardan biri. Fakat sizi temin etmek isterim ki Türkiye'nin ve Kıbrıs Türklerinin çıkarları hakkında derin endişelerimiz var ve böyle de kalacak.
Sayın Başbakan, son olarak size söylemeliyim ki siz savaş ve barışın en ciddi sorunlarını ortaya çıkardınız. Bunlar Türkiye ile Birleşik Devletler arasında ikili ilişkilerin çok daha ötesine geçen sorunlardır. Sadece Türkiye ile Yunanistan arasındaki savaşı içermekle kalmayacak, aynı zamanda Kıbrıs'a tek taraflı bir müdahalenin doğurabileceği öngörülemeyen sonuçlar nedeniyle daha geniş düşmanlıkları da kapsayabilecektir. Sizin Türkiye Hükûmetinin Başkanı olarak, benim de Birleşik Devletler Başkanı olarak sorumluluklarımız var. Bu nedenle, daha fazla ve kapsamlı bir müzakere olmaksızın böyle bir adım atmayacağınıza dair güvencenizi alamazsam, Büyükelçi Hare'ye verdiğiniz gizlilik emrini kabul edemeyeceğimi ve derhal NATO Konseyi'nin ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin acil toplantılarını talep etmem gerektiğini en derin dostluk bağları içerisinde size bildirmek zorundayım.
Keşke bu durum hakkında kişisel bir tartışma yapmamız mümkün olsaydı. Maalesef mevcut Anayasal durumumuz nedeniyle Birleşik Devletler'den ayrılamıyorum. Detaylı bir görüşme için buraya gelebilirseniz, bunu memnuniyetle karşılarım. Genel barış ve Kıbrıs sorununun akılcı ve barışçıl bir şekilde çözüme kavuşturulması olanakları için sizin ve benim çok ağır bir sorumluluk taşıdığımızı hissediyorum. Bu nedenle, sizin ve meslektaşlarınızın aklında olabilecek kararları, siz ve ben tam ve açık bir şekilde istişare edene kadar ertelemenizi rica ediyorum.

Saygılarımla,
LYNDON B. JOHNSON

Kaynak: Johnson, Lyndon B. "Johnson Mektubu" (PDF). The Middle East Journal. 20 (3). Middle East Institute. ss. 386-388. 
Telif durumu:

  Bu çalışma bir çeviri olup özgün metinle çeviri metnin telif hakları ayrıdır. Telif hakları ile ilgili bilgiler için sağdaki "Genişlet" kısmına tıklayın.
Özgün:

Başlık 17, Bölüm 1, Bölüm 105 ABD Kanununun şartları altında Amerika Birleşik Devletleri Federal Hükümeti işi olduğu için bu çalışma ABD'de kamu malıdır.

Not: Bu sadece Federal Hükümetin çalışması değil, ABD eyaleti bölge, federasyon, il, belediye veya diğer alt herhangi bir birimin ABD devlet çalışmaları için geçerlidir. Bu şablon 1978 yılından bu yana ABD Posta Servisi tarafından yayımlanan pul tasarımları için geçerli değildir. (Bakınız 206.02(b) of Compendium II: Copyright Office Practices).

Çeviri:

Bu çalışma esere yazar veya telif hakkı sahibi tarafından belirtilen ancak sizi ya da eseri kullanımınızı desteklediklerini ileri sürmeyecek bir şekilde atıfta bulunulduğu sürece türevlerin serbest kullanımına, dağıtılmasına ve oluşturulmasına izin veren Creative Commons Atıf-AynıLisanslaPaylaş 4.0 Yerelleştirilmemiş lisans metni lisansı altında yayımlanmıştır.