SAHNE YAYINI
insanlarla mücadeleye devam ettiler.
Halktan yoksullukla ezilenler, bolluk içinde saadet duyanlar hep buralara koşuyor, gördüklerinden ibret dersi almaya çalışıyordu. Temsiller gün geçtikçe dini olmaktan çıktı. Siyasi ve ahlâki bir mahiyet almaya başladı. Halkın teheyyücünü arttırmak için milli gururu körüklemek âdet olmuştu. Her vesileyle halk şehrin kanunlarına itaate teşvik olunuyor, mazinin şerefli isimleri ona örnek olarak veriliyor, ve gene ondan öyle büyük işler beklendiği anlatılıyordu.
Temsillere bir kat daha şaşaa vermek emeliyle şiirin sihrine bütün güzel sanatların kudreti ilâve olunmaya başladı. Mimarlar kuytu yerlerin tabii olarak sadayı aksettirecek hususiyetlerinden istifade ederek binlerce seyirci alan muazzam sahneler yaptılar. Heykeltraşlar ve ressamlar sahneyi lâyık olduğu şekilde süslediler, musiki raksa daha kıvrak bir eda verdi. Şiir yeni bir âhenk kazandı. Her şey, her şey yaratılan yeni şeklin ruhların en derin köşelerine kadar nüfuzunu te- mine çalışıyordu.
Tiyatroların büyüklüğü dolayısiyle sanatkârların temsil ettikleri hüviyetleri tanıtmak için maskeler kullanılmaya başlandı. Maskelerin yüzün çizgilerini sakladığı muhakkaksa da seyircilere kim olduklarını öğrettiğinden makbul tutuluyordu. Maskelerin bir meziyeti de aktörlerin sesini daha tannan olarak uzaklara aksettirmek imkânını vermesiydi. Maskelerin ağızlarının ga-