Sayfa:Yirmi beş sene siper kavgası.pdf/10

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış
4 Yirmi beş sene siper gavgası

ve soguklara gögüs gererler, hücumlara dayanırlar, neticede muharebeyi şanla, şerefle kazanırlardı.

Zaman olurdu ki, bir sefer on beş hatta yirmi sene sürerdi. Analarının yurdlarından ayrılanlar, evlerine döndükleri zaman, ogullarını yetişmiş babayiğit bulurlardı. Muharebe meydanlarında, gaza yollarında, akınlarda, saçlarını sakallarını agartırlardı. Onların fikrince, muharebede ya şehit olmak, yahut ana yurduna düşmanı ezerek, tepeleyerek, gazi olarak dönmeli idi. Bunu zühte yerleştiren her asker, muharebe meydanında ya şehid olur veyahut düşmanı ezdikten sonra vatana kavuşurdu. Ölümden korkmak kahraman atalarımız için bir zül idi.

Atalarımız koca ülkeleri feth itdikleri zaman, bizden yüz kat, hatta bin kat ziyade güçlenecektiler. O zamanlar, şimdiki gibi, dümdüz yollar, yıldırım gibi uçan şimendiferler yoktu. İstanbul'dan kalkan koca bir ordu bayırlar geçerek daglar, yamaclar aşarak Moskof sınırına kadar yürüye yürüye giderdi. Yolların her zahmetine katlanırdı. Yagmur, kar, fırtına nedir bilinmezdi. Bu kadar zorluklardan sonra yine düşmanlarına galebe çalardı. Tüfekleri, bizimkiler gibi, dakikada yüzlerce kurşun atan tüfeklerden degildi: