T.C.
YÜKSEK SEÇİM KURULU
Karar No : 4219
Nitekim, Yüksek Seçim Kurulu 20/04/2009 tarihli ve 1378 sayılı kararında, engelli olduğu ileri sürülen kişilerin hangi sandıkta oy kullandığı ve haklarında Türk Medenî Kanunun 405 ve 406 ncı maddeleri uyarınca kısıtlılık kararı bulunduğuna ilişkin somut kanıt ve belgelerin itiraz dilekçesine eklenmemiş olması, yine 16/06/1990 tarihli ve 191 sayılı kararında, silah altında bulunan bir kişiye oy kullandırıldığı iddiası hakkında delil ibraz edilmemesi nedeniyle bu istemlerin incelenemeyeceğine hükmetmiştir.
Yüksek Seçim Kurulu 09/04/2014 tarihli ve 1199-1200 sayılı kararlarında, “Sandık başında seçimi siyasi partilerin yaptığının kabulü gerekir. Yedi kişilik sandık kurulunun beş üyesi siyasi partilerin bildirdiği isimlerden oluşmaktadır. Başka bir anlatımla, sandık kurulu başkanının, sandık kurulunun siyasi partili üyesinin huzurunda bu denli yanlı davranmaya cesaret edemeyeceği değerlendirilmektedir.298 sayılı Kanunun 112 nci maddesinin ikinci fıkrasında delil ve gerekçe göstermeyenlerin itirazlarının incelenmeyeceği öngörülmüştür. Seçim hukukunda disiplin ön plânda tutulduğundan, itirazlarda resen araştırma prensibi geçerli kabul edilmemiş, itirazlarda delil ve gerekçe gösterilmesi veya delilin hangi resmî makamlarda bulunduğunun bildirilmesi istenilmiştir. Bir anlamda yapılacak itiraz ve şikâyetlerde ciddiyet ve sorumluluk aranmıştır. Öyle ki, anılan Kanunda itirazlarda sadece gün belirtilmesi ile yetinilmemiş, saat (298 sayılı Kanun md. 128, 130) olarak da gösterilmesi yoluna gidilmiştir. Delil ve gerekçe gösterilmeyen itirazların incelenmesi usulünün benimsenmiş olması halinde seçimlerin kesinleştirilmesi uzun süreye yayılabileceğinden, bu sürecin uzaması durumunda seçimi yöneten kurullara karşı güvensizlik oluşması kaçınılmaz olacaktır. İtiraz ve şikâyetlerde delil ve gerekçe gösterilmesi kanunî bir zorunluluk olduğundan, hak arama hürriyetine müdahale olarak değerlendirilmesinin yasal dayanağı bulunmamaktadır” saptaması ile delil ve gerekçe gösterilmeyen soyut itirazlarının incelenemeyeceğini belirtmiştir.
Öncelikli olarak,298 sayılı Kanunun 112 ve 130 uncu maddeleri ve yerleşik Kurul kararları uyarınca itiraz edenin, itiraz dilekçesinde iddialarını ispata yarar şekilde, somut, açık ve doğrudan ulaşılabilir kanıtlarını bildirmesi gerekirken, Yüksek Seçim Kurulunun 23/04/2019 tarihli ve 267383 Muh. numaralı ara kararı ile itiraz eden adına resen araştırma yaparak delil toplama görevi üstlenmesi, yasal düzenlemelere ve seçim hukukunun temel prensiplerine uygun düşmemiştir.
II-Seçimin düzen içerisinde yürütülmesini teminen, her seçim türüne ilişkin olarak seçim iş ve işlemlerinin yürütülmesi amacıyla seçim takvimi hazırlanır. 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanununun 8 inci maddesinde seçim takviminin başlangıcı olarak, 1 Ocak tarihi belirlenmiştir.
31 Mart 2019 Pazar günü gerçekleştirilen mahallî idareler seçimlerinin önceden plânlanarak düzen içinde yürütülmesi, seçimle ilgili iş ve işlemlerin hangi sürelerde yapılması gerektiğinin belirlenmesi, bu nedenle de seçim sürecinin başlaması ile oy verme gününe kadar bütün ilgililerce yapılması gereken yasal işlemlerin bir takvime bağlanması gerekmektedir. Kanunlar, oy verme ile sonuçlanacak olan seçim süreci içerisinde seçim kurullarına, siyasi partilere, vatandaşlara ve tüm ilgililere sürelere tabi olarak görevler vermiş, yetki ve haklar tanımıştır. Bu ilkelerden hareketle, Yüksek Seçim Kurulu 13/12/2018 tarihli ve 1105 sayılı kararı ile Seçim Takvimi kabul ederek yayımlamıştır. Bu takvimde belirtilen süre ve koşullara uygun olarak oy verme gününden önce, seçmen kütükleri, sandık kurullarının teşkili, aday listeleri kesinleştirilmiştir.
Yüksek Seçim Kurulunun 26/12/2018 tarihli, 2018/1128 sayılı kararı ile kabul edilen 139 sayılı Genelgenin 13 üncü maddesinde; “Sandık kurullarının teşkiline dair şikâyet, ilçe