Sayfa:The Transcultural Critic Sabahattin Ali and Beyond.pdf/118

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş
112
Sabahattin Ali
 

zât ise: "Bre amân! Bu akıl kârı değildir. Sen zekâvetmend bir kimesnesin. Dahi bu Devlet ve milletin senden dilediği maslahatlar vardır. Sakın ola ki böyle bir hiffette bulunasın. Eğer Küffâr diyârına gitmekliğin mutlakâ ârzûn ise kolayına bakmak borcumuzdur", deyü bu âcizi gâh itâb, gâh taltif ile bu ârzûsunu bir muddet te'hîre sevk eyledi. Ammâ sair ehibbâ misillü sözünde durmamazlık eylemeyüp bir mâh lehimde olması muhakkak ise de ol tarafta bâdî-i mahcûbiyyet olmamak içün bir mikdar sa'y ü ikdâm eylememizi bir keremnâme ile bildirdi. Biz dahi, yârâna, ehibbâya mâ'lûm olduğu vechile imtihâna duhûl, ve netice-i imtihan lehimizde zuhûr eylemekle yol masârifi için intizâr-ı dînâr ü pul eyledik. Gerçi bu intizâr füzûn oldu ise de netîcede üç yüz lirâ-yı cumhuri gibi bir meblağ-ı mebzûl, bârân-ı rahmet misillü cebimize nüzûl eyledi. Ehibbâ cümlesini bildikleri için tatvîli bî-mâ'nâdır, hûlâsa cümle tedârükümüz tamâm eyleyüp bir ahşam Sirkevi nâmındaki kebîr şimendifer konağında Küffâr-ı hâkisâr diyârına hareket içün cem' olduk. Ol mahalde teşyî'miz içün hâzır bulunan ehibbâ ahvâline dâ'ir yazmak mümkün olmaz, çünki âciz ol esnâda kemâl-i te'essüründen etrafı görebilecek halde olmayup yalnız telâş ile dört cânibe şitâb ile, "olmaya ki bir ehbâbı görmeden hareket eylerim" diye düşünürdüm.

İmdi orada hâzır bulunan cân-ı azîzimden ziyade sevdiğim yârân ile vedâ' bûseleri te'âti eyleyüp dümû-ı te'essür rizân eyledik. Ammâ bu esnâda kendülerine mufassal Frengistân havâdisi dahi vereceğimi va'd eyledim. Kıllet-i bidâ'ama bakmayarak etmiş bulunduğum bu va'd Frengistânda müddet-i ikâmetim olan bir buçuk aydan beri derûnumda bir ukde gibi durup: "Bre kadir nâ-şinâs! Ehibbâyı böyle çabuk mu kûşe-yi nisyâna atacak idin? Kanı onlara mutavvel mektûblar?" deyü beni ta'zib eylerdi. En sonra ol cânibden Pertev Hocanın mektûbu vürûd eyleyüp bu minvâldeki tahti'âları ol dahi tekrar eylemekle bu Seyahâtnâmenin tahririne şürû' edildi. Kemâl-i aczimizden her ne kadar eyü bir eser meydana çıkmayup Ma'ârif Vekâleti unsûru kadar müşevveş bir nesne olacağı vâreste-i iştibâh ise de bilcümle hatâyâmıza nazar-ı afv ile baktıkları müsbet olan ehibbâya irsâlinde bir mahzûr olmadığı neticesi zihnime mülâyim geldi.

Bu ceride,birâder-i cânım Pertev Nilî Molla ile şürekâsı olan Orhan Şâ'ik, Nihâl, Münir, Ekrem Reşîd, Ziyâ, Tahsin mollalar ve Mehpâre isimlü ablamız için tahrir edilmiştir. Ve kırâ'ati mûcib-i sudâ olmamak içün mümkin mertebe lisân-ı sâde isti'mâline gayret olunmuştur. Bir çınpıda çıktığı içün cümleleri arasındaki irtibât bile bir hayli noksan olan bu eser içün mütâli'înden bir daha taleb-i afv eyleyerek Seyahâtnâmenin tahririne mübaşeret kılındı. Hudâ muvaffak-ı bi'l-nayr eyleye, âmîn!


Iztırâb-ı hareket ve vuku'ât-ı râh

Sirkevi konağından mendille sallayup gözleri silerek ayrıldığımızda her ne kadar vatan muhabbeti ile mühesassis olan bahtiyârândan değil isek de de belki altı yedi sene, belki de ilel'ebed göremiyeceğimiz bu memleket içün çeşm-i hakîrimizden bilâ