Sayfa:TANRILARDAN PATRONLARA OTORİTENİN GELİŞİMİ.pdf/11

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş
Karamanoğlu, T. (2021). Alınteri Sosyal Bilimler Dergisi, 5(1): 67-80.

sergileme eğiliminde olduklarını bulgulamışlardır. Bu durumu ise bireylerin sadece maddi bir edim oluşturmak için değil aynı zamanda güvenlik arzusunu gerçekleştirmek için de kuruma ve işverene bağlılık sergileyebileceği şeklinde yorumlamışlardır. Bu hususta bireylerin ölüm korkusu noktasında tanrıya olan inançlarının artması (Davis, Juhl ve Routhledge, 2011: 99; Shults vd., 2018: 80) ile yaşamlarını idame ettirmelerine olanak sağlayan patronlarına bağlılıklarının artmasının benzerliği dikkat çekmekte. Bireylerin yüksek güç mesafesi algıladığı çalışma ortamlarında ast ve üstler arasındaki mesafe astlarda fikir ayrılığının getireceği işinden olma korkusunu tetikleyebilmektedir. Bu sebeple bireyler üstlerinden gelen emirlere itaat etmekte ve örgüt içerisinde uyumlu birisi olma eğilimindedir (Hofstede, 1980: 17). Literatürde yer alan tüm bu bilgiler mevcut araştırmanın ortaya çıkışına kaynaklık eden “Patronlar tanrısallaşıyor mu?” sorusuna bir noktada açıklık getirmektedir.

SONUÇ VE ÖNERİLER

Bireylerin çeşitli sebepler ile itaat etmeleri ve bir otorite figürü arayışında olmaları tarihsel perspektifte birçok düşünür açısından derin incelemelere konu olmuş ve sosyolojik, antropolojik, psikolojik, ekonomik hatta dini açıklamaların ışığında anlam kazanmaya çalışmıştır. Bu çalışma ile de inanç sisteminin çıkış noktası sayılabilecek tanrının ya da tanrıların serüveni ile başlayıp modem din olarak nitelendirilebileceğimiz kapitalizmin yeni tanrıları olan patronların serüvenine değinmek ve ikisi arasındaki benzerlikleri sanmak amaçlanmıştır.

İçerisinde yer alan öznelerin otoritelerini kazanma ve sürdürmeleri bakımından benzerlik taşıyan Antik Yunan, Nors ve Sümer mitolojisinin çalışma kapsamında incelenmesi ve bu mitolojik anlatılardaki tanrıların günümüz patronları ile hangi noktada buluştuklarının saptanması ile ortaya çıkan bu çalışmada otoritenin bireyler üzerindeki etkilerini anlamak ve emek sürecinde zorlu şartlar altında yer alan işçi sınıfının sorunlarını anlama ve çözüm getirme noktasında literatüre genişletici bir etki sunmak amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, bireylerin en temelde belirsizlikten ve onun doğurabileceği tehlikelerden korunmak amacıyla güdüsel bir biçimde itaat etmeye, kalabalıklar içerisinde anonimleşerek bireysel zarardan geri durmaya çalışmakta olduğu görülmüştür. Belirsizliğin ve riskin yoğun olduğu dönem ve toplumlarda başat bir otorite figürünün oluşması, bu figürlerin gücünü kolektif bir faydadan ziyade kendi çıkarları doğrultusunda kullanma eğiliminin ise arkaik bir öğreti olarak mitolojik tanrılardan kapitalist patronlara değin aktarıldığı sonucuna varılmıştır.

Tüm bunların ışığında “Patronlar tanrısallaşıyor mu?” sorusundan hareketle ortaya çıkan, otoritenin bireyler ve toplumlar üzerindeki etkisi ile araştırma sorusuna bir açıklık getirmeye çalışan bu araştırmada günümüz kapitalist toplumlarında patronların otoritelerinin tanrıların otoritesi ile takipçilerinin itaat etme ve itaati sürdürme motivasyonlarından ötürü benzerlik gösterdiği söylenebilir.

Otorite figürünün ve itaat edenin isteklerini yansıtma noktasında önemli bilgiler içeren bu çalışmanın diğer araştırmacılar için farklı ve kapsamlı bir kaynak olduğu düşünülmektedir. Ek olarak, toplumsal düzen içerisinde çalışma ve sosyal yaşam alanlarında risk faktörlerini azaltmaya yönelik politikaların geliştirilmesi ve yönetsel kimliklerin tanrısallaşma eğiliminde kolektif faydanın ön planda tutulması yönünde bir bilinç oluşturulması önerilmektedir.

[76]