Şu istibdat hükümeti. Türkiye’ye tehlike!...
Bakın, mesut etmek için her şey olan bir ülke.
Her kuvvet; maksadına ram eyleyen bir ümmet.
Üç kıtada cihangirce hüküm süren bir devlet...
Şu saatta bir karanlık uçurumun* üstünde;
Tüy ürperten bir ölümün önünde!...
Zira mülkte adalet yok, hürriyet yok, hukuk yok;
Hükümette haksızlık çok, ahaliye zulüm çok.
Her bucakta: demir elli istibdat;
Her bucakta: kaplan dişli cehalet;
Her bucakta: ölüm yüzlü sefalet;
Her bucakta: bin inilti, bin feryat!...
İşte size İstanbul ki, tamamıyle eski Bizans, o Babil!
Sarayları kasaphane, mektepleri birer fesat ocağı;
Kışlaları mahpushane, meclisleri birer casus yatağı;
İş başında olanları hep zelil.
Abdülhamit istiyor ki: «Hukuk!» diye haykıracak üdeba.
Zalimleri şeriatın kılıcıyle devirecek ulema...
Otuz yıldır işlenilen zulümleri hep adalet bilsinler.
Tarihini kirlettiği toprağın,
Bir paçavra eylediği bayrağın,
Nahak yere döktürdüğü kanların,
Yaktırdığı canların...
Sorulacak hesabını zihinlerden silsinler.
77