Bu sayfa doğrulanmış
Ey dertliler yatağı!
Ne vakte dek, gençliğine hakaret,
Bu ayrılık, bu göz yaşı, bu ölüm?
Ne vakte dek, kızlarına esaret,
Bu sert demir, bu ağır yük, bu zulüm?
Yazık, sana ağlamayan şiire;
Yazık, sana titremeyen vicdana;
Yazık, sana uzanmayan ellere;
Yazık, seni kurtarmayan insana!..
Ey vatanın bağrı yanık bucağı!
Hani senin bereketli hasadın,
Yeşil yurdun, mesut çatın, şen çiftçin?
Hani senin medeniyet hayatın,
Yolun, köprün, kazman, iğnen, çekicin?
Ey Türklüğün otağı!
Ne vakte dek, bu acıklı sefalet,
Bu viranlık, bu inilti, bu kaygu?
Ne vakte dek, bu uğursuz cehalet,
Bu taassup, bu görenek, bu uyku?
Yazık, sana ağlamayan şiire;
Yazık, sana titremeyen vicdana;
Yazık, sana uzanmayan ellere;.
Yazık, seni kurtarmayan insana!...
48