Şarkın İslâm, Hıristiyan her evlâdı
Esirlere merhameti,
Mazlumlara, zayıflara adaleti
Tattıracak bir dâhiyi sormaktaydı.
Şüphe yok ki, bu göz yaşı yurtlarının
Sen, çoktandır aradığı demir eldin;
O sahipsiz milletlere Gök Tanrı’nın
Gönderdiği bir mucize gibi geldin.
Senin dahi hür alnında bir nur vardı;
Turan’ların güneşleri,
Kabe’lerin o mukaddes ateşleri
Rüya gören bu alında yılbırdardı.
Sen Roma’dan daha büyük bir devlete
Vücut vermek için zihin yoruyordun;
Dört bucağı, peygamberin Muhammed’e
Vatan yapmak hülyasını kuruyordun.
Diyordun ki: «Şu dağları sarsan yeller,
Şu köpüklü Sakarya'lar,
Şu Keşiş’ler üstündeki dik kayalar
Hepsi beni güçlerine meftun eder;
Lâkin benim yiğit ırkım bu sulardan,
Bu taşlardan daha yüce bir kuvvettir;
O, göğsünde denizleri çağıldatan
Dünyalan ram edici bir kuvvettir.»*
**
Sayfa:Türk Sazı.pdf/115
Görünüm
Bu sayfa istinsah edilmiş
142