— Bu ne iştir?...
— Ne olmuş ki...
— Hiç bir şey yok, öyle ya,
Hep işlerin oldu bitti, şimdi asker değilsin.
Artık onu ne yapmalı?... Yakalardan atmalı,
Bir kahpenin kucağına yaslanarak yatmalı;
Beride de o yetimcik varsın ölsün, gebersin.
— Bir suç muymuş, dörde kadar hakkım yok mu almaya?
— Hakkın vardır; fakat bir yol mollalardan sor, öğren,
Bak, bir molla sana der mi: «Bir karını hoş kullan;
Ötekini ağlat, inlet, her dakika ağula.»
Ona günah değil mi ki göz yaşında boğula?
Öküz gibi...
— Edepsizlik edip durma oradan.
— Söyle, söyle, sövmek değil, öldürürsün istersen.
Çünkü benim hiç kimsem yok, yardımcım yok, yalnızım.
Ben yoksulum; senin baban köyün zengin muhtarı.
Ben zayıfım; senin kolun benimkinden kuvvetli.
Sen uslusun, akıllısın; ben bir ahmak, bir deli.
Sen her şeysin; ben zavallı, eksik etek bir karı.
Lâkin ben de bir anayım!...
— Yıkıl şurdan!...
— Ya kızım?
Ya her gece yastığına yaşlar saçan o yavrum,
O, n'olacak?...
— O da gitsin cehenneme yolu var!
— Ey Allah'ın zalimleri! onu niçin aldınız,
Sonra böyle soldurarak çamurlara çaldınız?
Bir gün olur sizleri de öç alıcı Hak çalar.
37