Sayfa:Türkülerin Başına Gelenler Politik-İdeolojik Sebeplerle Değiştirilen Türküler Üzerine.pdf/6

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş
folklor /edebiyat

Türkü kültüründe meydana gelen bu belirgin değişim ve dönüşümdeki itici güç şüphesiz kent ortamında evrilen yeni siyasi söylemlerdir. Bu dönemde yaşanan siyasi hareketlilik içerisinde sağ veya sol tandansa mensup pek çok icracı (âşık, yorumcu veya saz-ses sanatçısı) peşi sıra plak veya kasetler çıkarıp konserler sunarak kamuoyunun siyasi tansiyonunda bir yer edinmiştir. 1960'larla birlikte sağ cenahta, Kemali Bülbül, Kul Mustafa (Mustafa Toruni), Ozan Arif, Âşık Sefai, Şemsi Yastıman, Hilmi Şahballı; sol cenahta ise Âşık Mahzuni Şerif, Aşık İhsani, Feyzullah Çınar, Nesimi Çimen, Âşık Daimi, Muhlis Akarsu ve Hüseyin Çırakman vd. gibi isimlerin, fikri hayatlarını etkileyen ideolojik yapıların sözcüsü olduklarını ve dönem içerisinde ürettikleri eserler ile siyasal söylemlerinde ön plana çıktıklarını görebilmek mümkündür. Nitekim türkü kültüründeki değişim sürecini, Türkiye sahası halk bilimi çalışmalarıyla başlatarak, “Keşif Evresi (1868-1922), Romantik-Politik Evre(1922-1952), Egzotik Evre (1952-1990) ve Popüler Evre (1990 ve sonrası)” şeklinde dört ana başlık altında derinlemesine inceleyen Çevik (2013)'e göre de türkülerde 1960'larla birlikte meydana gelen siyasal söylemin yükselişi ve icracıların politik aidiyetlerine istinaden “sağcı/solcu türkücü” anlayışı altında ayrış(tırıl)maya başlanması, araştırmasında çerçevesini çizdiği egzotik evreye denk gelmektedir. Çevik'in araştırmasında üzerinde durduğu bir başka nokta da bu anlamda kayda değer görülmektedir. Ona göre (2013: 217) “1960'lı ve 70'li yıllarda genel olarak kitlesel popülerlik kazanan türkü temsilcileri; çok az sayıdaki apolitik isimler, solcu isimler ve ülkücü kimliğindeki sağcı isimlerden oluşmakta, fakat bu süreçte solcu türkücüler, hem sağcı türkücülerden, hem de apolitik türkücülerden daha etkin ve etkili olmuşlardır”. Gerçekten de 1980 askeri müdahalesine zemin hazırlanan süreçte bir yandan yukarıda sözü edilen sol tandanslı âşıkların, bir yandan da Ruhi Su, Selda Bağcan, Cem Karaca, Zülfü Livaneli, Edip Akbayram gibi sanatçı-yorumcuların (icracıların) sol söylem içerikli türküler icra ettikleri görülmektedir. 1980 askeri müdahalesinin ardından ise pek çoğu yurt dışına çıkan bu sanatçılardan ortaya çıkan boşluğu temelleri 1970'lerde atılmaya başlanan ve köyden kente yaşanan hızlı göç olgusu ile kent ortamına akın halinde gelen kitlelerin yaşadıkları gecekondulaşma, kültürel uyum sorunları, ekonomik ve sosyal sıkıntılar gibi şartlarda evrilen aynı zamanda geleneksel kültürel yapıdan da beslenen arabesk müzik3 ile ilk çalışmaları aranje veya uyarlama faaliyetleriyle gündeme gelen popüler müzik gibi türlerin doldurduğu; 90'larla birlikte ise türkü kültürünün Batı müzik altyapı ve enstrümanlarıyla armonik olarak desteklendiği ve Ahmet Kaya, Grup Yorum, Kardeş Türküler gibi sanatçı ve gruplar aracılığıyla protest veya özgün müzik olarak adlandırılan tarz ile yeniden gündeme geldiği ifade edilebilir.

Araştırmanın odaklandığı husus ise yukarıda özetle sunulmaya çalışılan sosyal ve siyasi ortam içerisinde türkü sözlerinin siyasi argüman olarak kullanılmak üzere icracılar tarafından asıl halinden uzaklaştırılarak, sözel dokusunun değiştirilmesi konusudur. Bu bağlamda tüm ideolojik eğilimlerin yaygın bir geleneksel tür olarak türküyü bir politik araç olarak kullandığı, pek çok türkünün sözel altyapısının, mensup olunan ideolojinin değer yargıları ve politikaları çerçevesinde değiştirildiği öncelikle üzerinde durulması gereken bir noktadır. Bu varsayım doğrultusunda tespit edilen türkülerin repertuar ve ilk icraları ile karşılaştırılması yapılarak, ilk icralarından veya derlenmiş hallerinden ne ölçüde değiştiği ve bu değişmenin altında yatan politik - ideolojik saiklerin değerlendirilmesi, çalışmanın konu ve yöntemini oluşturmaktadır.

488