Sayfa:Pandemi Döneminde Öğrenci Olmak.pdf/5

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

5


Önsöz

Güncel kuşak çalışmalarına göre 2000 yılından sonra doğanlar z kuşağı olarak tanımlanıyor. Bir kısmı çoktan iş hayatına atılmış bulunan bu kuşağın daha “genç” üyeleri ise şu an okulda… Yani, öyle olmasını umuyorduk ta ki Covid-19 adı verilen ve dünya savaşı gibi yeryüzünde etkilemediği tek insan bırakmayan şu 80-90 nanometre çapındaki virus olmasa…

UNESCO Ocak 2021 verilerine göre birinci yılını dolduran bu küresel salgında 800 milyondan fazla öğrencinin -ki bu da dünyadaki tüm öğrencilerin yarısından fazlasıdır- eğitimi kesintiye uğradı.[1] Türkiye ise tam okul kapanışına giden 31 ülkeden biri olarak 16 Mart 2020 tarihinde ara verdiği yüz yüze eğitimi uzaktan sürdürme kararı aldı. Buna göre örgün eğitime devam eden 18 milyon 241bin 881 öğrenci[2], imkân ve tercihlerine göre internet ya da televizyon kanalları aracılığıyla öğrenimlerine devam edebilecek, EBA uygulamasını cep telefonlarına indirerek kullanabileceklerdi.

Bunlar pandeminin sayılar ve teknik boyutu ile ilgili kısımlar. Peki yaşananlar ve duygular? Biz, mart ayından bu yana, tek sıfatı öğrenci olmayan bu genç kuşağın neler yaşadığını da merak ettik. Çünkü kesintiye uğrayan sadece eğitim değildi, yaşam tarzımız da bir anda değişti. Pandeminin başında bir nevi okul tatili gibi algılanan uzaktan eğitimin avantajları ve dezavantajları, zaman içinde daha görünür hale geldi. Bilgisayar başında çok vakit geçirdiği için kızan hatta bunun için psikologlara koşan veliler, artık çocuklarının gözlerini bilgisayardan ayırmamaları konusunda ellerinden geleni yapmaya çalışıyordu. Salgın ile ilgili gerçeklere geri dönelim: Sokağa çıkma saatleriniz kısıtlı, iletişim kanallarınız sınırlı ve yaşıtlarınızla fiziksel olarak bir araya gelmeniz yasak, sadece çekirdek ailenizle aylarca evdesiniz: Eviniz kaç odalı? Çekirdek aileniz kaç kişi? Evdeki televizyon, telefon, internet bağlantısı herkese yetiyor mu?