Sayfa:Osman Kavala Başvurusu.pdf/74

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

Başvuru Numarası : 2018/1073
Karar Tarihi : 22/5/2019

KARŞIOY GEREKÇESİ

1. Tutuklama kararında başvuranın Mayıs — Ağustos 2013 tarihlerinde meydana gelen Gezi Parkı Olayları/Eylemleri olarak bilinen gösteri yürüyüşlerini destekleyip organize ederek anayasal düzenin değiştirilmesine ve Hükümetin ortadan kaldırılmasına teşebbüs etme suçlarını işlediği iddia edilmiş, başvuranın hak ihlali iddiasına karşı mahkememiz çoğunluğu özgürlük ve güvenlik hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir.

2. Bilindiği üzere gerek Anayasanın 19/3. gerekse CMK'nın 100, ve 101 maddeleri uyarınca suç şüphesiyle bir kişinin özgürlüğünün kısıtlanabilmesi için; işlendiği iddia edilen suçla zanlı arasında kuvvetli belirti yada kuvvetli suç şüphesini gösterecek somut delillerin bulunması şartıyla tutuklama nedenlerinin varlığı zorunludur. Tutuklama kararında da bu şartların varlığıyla birlikte diğer tedbirlerle giderilemeyecek kamusal yararın ancak tutuklama tedbiri ile sağlanabileceğine ilişkin ölçülülüğün (AY 19, 13; CMK 101/1,2-c) ne şekilde gerçekleştiğine ilişkin ilgili ve yeterli gerekçenin gösterilmesi gerekmektedir.

3. Tutuklama kararında başvurana isnat edilen suçların TCK'nın 309 ve 312 maddeleri olması karşısında; kuvvetli suç şüphesini oluşturabilecek somut olgu ve delillerin, bu suçların maddi ve manevi unsurlarının varlığına işaret etmesi zorunludur. Anılan maddelerdeki suçların maddi unsurları Kanunda “cebir ve şiddet kullanarak ...” biçiminde tanımlanmıştır. Gerek doktrin ve gerekse yargı içtihatlarıyla istikrar kazanan uygulamada söz konusu suçlara teşebbüs suçunun oluşabilmesi için, suçlarla korunmak istenen hukuki değeri ihlal etmeye yönelik olarak cebir veya şiddet içeren vahim nitelikte bazı araç suçların işlenmesi ve bu suçların maksada ulaşmak bakımından elverişli olması zorunlu görülmektedir. Bir Yargıtay kararında işaret edildiği üzere bu suçlar; “cebir ve şiddet kullanılarak elverişli bir ya da eş zamanlı hareketlerle (amaç fiile yönelik)” olarak işlenmiş olmalı ve “... İşlenen araç suçun vahim eylem kabul edilebilmesi ve failin ayrıca amaç suçtan (m. 309) cezalandırılabilmesi için eylemin bireysel bir amaçla değil, yasada belirtilen amaçları gerçekleştirilmek üzere kurulmuş bir örgütün faaliyeti kapsamında ika edilmiş olması gerekmektedir.” (Y. 16.CD. 3.4.2018, 2017/3800 E. — 2018/957 K). Görüldüğü üzere isnat edilen suçların oluşması için öncelikle; cebir tehdit içeren ve amaca ulaşmaya elverişli müstakil suç oluşturan vahim (önemli-ağır) suçların işlenmesi gerektiği gibi, bu suçların da münferit veya bir kısım failin iştiraki yoluyla değil, TCK 314. maddesi kapsamındaki silahlı bir terör örgütünün faaliyeti kapsamında (örgütsel araç gereç, lojistik destek vb.) gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla amaç suç zanlılarına yöneltilecek isnada ilişkin delillerin, cebir şiddetle ve terör örgütü faaliyeti kapsamında işlenmesi zorunlu olan vahim nitelikli araç suçlara ilişkin olması gerekmektedir.

4. Tutuklama kararında araç fiiller olarak Gezi Parkı eylemleri gösterilmiş ve bu eylemlerin en azından belli bir aşamadan sonra başvuran tarafından desteklendiği veya organize edildiği iddia edilmiştir. Mahkememizin ihlal bulunmadığını ifade eden gerekçeli kararında da aynı tutuklama kararı ve ilgili dosyadaki verilerden hareketle başvuranın gezi eylemlerinin finans edilmesi, eylemcilere gözlük, gaz maskesi temini ve bu maksatla yaptığı görüşmeler gibi kanıtların bulunması nedeniyle tutuklama kararının olgusal temellerinin ve

kuvvetli belirtinin bulunduğu kanısına varılmıştır (bkz. par. 67-72)

74