23
Kalmadı âyine-i dilde gubâr-ı ekdâr
Böyle bir lûtfı felek etmişiken bana muhâl
Geldi bu şevklâ hem tûti-i hâmem nutka
Hayli dem mihnetile olmuşidi ebkem ü lâl
Oldı lezzetde can zâika-i sâmiaya
Deheninden bu müferrih gazel-i tâze-me’âl
Leb ü dendân-ı safâ-bahşın ayâ mâh-cemâl
Benzer ol hokka-ı mercâna k’ola onda le’âl
Aks-i nâlem görünür onda misâl-i şu’le
Ol kadar safveti var sînenin ey çeşmi gazâl
Bag-ı cennetde de gars eylememiştir rıdvan
Kadd-i nâzik gibi mevzûn ü ger âzâde-nihâl
Erdi hurşîde hevâdâri-i aşkınla gönül
Buldı bir zerre iken mertebe-i âlü’l-âl
Âh lâyık mı bizi dem-be-dem âzârın ile
Eylemek böyle keder-nâk ü perîşân-ahvâl
Kalurız böyle perîşân eger olmazsa mu’în
Lutf-ı şâhenşeh-i pür-cûd ü pesendîde-hısâl
Nice şâhenşeh o kim tıynet-i pâkin kalmış
cevher-i 'adlî ile zîbinde hûda mute‘âl