menşelerini Arabistanda aramak beyhudedir. Çünkü bunların dili Arap lisanile bazı mertebe karabet gösterse bile esasen Arap lisanı orijinal bir lisan değil, oda Uralo-Altay dillerinin bir halitasıdır. Cenubî Rusya ve Kafkas ahalisi olmasına da imkan yoktur, çünkü Cümudiyeler devrinde bu saha ve Kafkas dağlar ile İran yaylâsı buz tabakaları altında bulunuyordu ve öyle insan yığınları yaşatacak bir vaziyette değildi. Şu halde Mısırlılar için de menşei asli olarak kabul olunabilecek yegâne yer Orta Asyadan başka bir yer değildir. Bunların simaları ve cismanî hassaları ve dilleri de bunu göstermektedir. Binaenaleyh vardığımız netice ne mubalâgalı, ne iddialı addolunabilir; bilâkis, beşeriyetin yürüyüşünün tabîi ve mantıkî bir netıcesidir.
Mısır tarihi üzerindeki tetkiklerimizin ve mülahazalarımızın mükemmeliyetini iddia edecek değiliz. Bu bir tecrübe, bir taslaktan ibarettir. Lakin bu tecrübe ile Mısır halkını ihata eden esrar perdesinin bir ucu açılmıştır. İleride yapılacak tetkiklerle bu perdenin ötesi daha büyük bir vuzuhla, daha açık bir aydınlıkla görülmek imkanı hasıl olacaktır.
Büyük Atatürkün feyizli dehasının işaret ettiği nurlu yol üzerinde yürüyenler, şüphesiz uzak olmıyan bir atide hakikatin tam kendisini bulacaklardır.
Sayfa:Mısır Tarihi.pdf/6
Bu sayfa doğrulanmış
2
İfade
