Sayfa:MİZAH, TANRI DAN BİR ARMAĞAN MI YOKSA ŞEYTANIN GETİRDİĞİ BİR CEZA YÖNTEMİ Mİ?.pdf/6

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

folklor / edebiyat


ulaşabilmeleri yolunda yararlılık işlevi yüklenen gülme, utandırma yerine iyimser bir üslûp içerseydi, kuşkusuz toplum tarafından cezalandırılma işlevine sahip olmayacağından aynı etkiyi sağlayamayacaktı. Kusurların, yanlışların algılanmasında çok daha kesin ve etkili bir yöntem olan utandırma; insana, sahip olması gereken özellikleri kaybettiğinde ortaya çıkacak durumu sert bir şekilde hatırlatır. Bu bakış açısıyla, insanları cezalandırmakla olumsuz bir işlev yüklenmiş gibi görünen gülme, aslında, toplum yararına kötülüğü iyilik amaçlı kullanmaktadır.

Ortak kültürel bellekten beslenen, aynı dili konuşan, benzer kültürel ortamlarda yetişen kişiler, toplumun düzenini sağlama ve sosyal yapıyı koruma ihtiyacı hisseder. Bu değerlerden mahrum olanlar ise, gelecekte, hem kendileri hem de yaşadıkları toplum için telafisi mümkün olmayan sorunlara yol açabilir. Dağılmalara, parçalanmalara açık olan toplum, kişisel ve sosyal bunalımların dışında, bilinç düzeyi yüksek bireylerle, çözülmeleri engellemede o derece dirençlidir. Cezalandırma mekanizmasını bünyesinde barındırmasının yanında yararlılık işlevine de sahip olan gülme, cezalandırma yaptırımıyla, insan ilişkilerini düzenleyerek toplum düzenini korur, sorunların asgari düzeye indiği huzurlu nesiller yetişmesini sağlar. Bir insanın düşünce yapısını, değer yargılarını oluşturan, kişiliğini geliştiren, nasıl hareket etmesi gerektiğini gösteren o toplumun sosyokültürel değerleridir. İnsan ruhunun, duygu ve düşünce sisteminin özünde bulunan uyum, kültürel değerlere de yansır. Birbiriyle bütünleşmiş olan değerler, gruplar arası ilişkileri düzenleyerek toplumsal yapıyı güçlendirir. Sosyal, kültürel gelişme ve bütünleşme, ekonomiye, hatta sınaî ve teknolojik gelişmelere dahi olumlu katkıda bulunur.


Amerika Birleşik Devletler Kültürel Belleğinde Mizah

Kıta araştırmaları tarihi içinde; 1492 yılında İtalyan denizci Kristof Kolomb (Christopher Colombus) tarafından keşfedilen, yayılmacı politika hedefiyle İngiliz kolonisi olarak kurulan, 50 eyalet ve 1 federal bölge olan Washington D.C’den oluşan Amerika Birleşik Devletleri, 4 Temmuz 1776’da yayımlanan Amerika Bağımsızlık Beyannamesi ile bağımsızlığı ilan edilip 1787 yılında resmi olarak kurulan bir ülkedir. Eski Dünya olarak adlandırılan Avrupa’dan gelen ve Amerika Birleşik Devletleri adını alacak olan Yeni Dünya’daki ilk koloniyi oluşturan 105 İngiliz vatandaşı, 1607 yılında Jamestown-Virginia’ya yerleşir. Farklı coğrafi konumlardaki hayat şartlarının zorluğu ve bağışıklık sistemlerinin ortama uyum sağlayamaması sonucu, ilk yılın sonunda yalnızca 36 İngiliz hayatta kalır. Kuzey Amerika’da Plymouth’a yerleşen 102 kişiden de 50’si kışı atlatmayı başarır. İspanyol yerleşimciler Güneybatı, Florida ve Kaliforniya’da biraz daha başarılı olmuştur. Daha sonraki yıllarda Fransız, Hollandalı, İsveçli, Finlandiyalıların ve Püritenlerin gelmesiyle 1690 yılında Amerika’ya yerleşen kişi sayısı 240.000’e ulaşır. 1770 yılında bu sayı, Fransızların kıtanın ortasında kürk ticareti imparatorluğu yönetmesiyle birlikte 54