varıyorum... Belki de bunun için ilk gördüğüm andan itibaren sizde hoşuma giden bir şey bulduğuma hükmettim... Sizde genç kızlara mahsus bir hal var...»
Annemden ve babamdan çok dinlediğim bu lâfı böyle ilk defa konuştuğum bir insandan duymak beni şaşırttı ve üzdü... O sözüne devam ederek:
«Dün akşamki halinizi unutamıyacağım!» dedi. «Bütün gece aklıma geldikçe güldüm... Namusunu müdafaa etmek istiyen masum bir genç kız gibi çırpmıyordunuz. Halbuki Frau van Tiedemann’dan kurtulmak pek kolay değildir.»
Hayretle gözlerimi açarak:
«Tanıyor musunuz?» dedim.
«Nasıl tanımam, akrabamdır! Dayımın kızı... Ama şimdi dargınız... Ben değil... Annem görüşmek istemiyor; bu halleri yüzünden... Kocası avukattı. Umumî Harpte öldü... Şimdi, annemin tabiriyle, «uygunsuz» bir hayat sürüyor... Ama bize ne?... Dün akşam ne oldu? Kurtulabildiniz m i? Nereden tanışıyorsunuz?»
«Ayni pansiyonda oturuyoruz. Dün akşam bir tesadüf sayesinde yakamı kurtardım, Bizim pansiyonda dayızadenizle yakından alâkadar olan bir Herr Döppke var, onunla karşılaştık.»
«Evlenseler bari.»
Bu cümle ile bahsi kapatmak istediğini anladım. Bir müddet sustuk. İkimiz de belli etmeden birbirimizi tetkik etmek istiyor ve bu sırada gözlerimiz karşılaşıverince, «Gördüklerimden memnunum.» demek istiyen tasvipkâr bir gülümseme ile bakışmakta devam ediyorduk.
Sükûtu ilk bozan ben oldum:
«Demek bir anneniz var?.» «Sizin gibi!
Mânâsız bir şey sormuş gibi sıkıldım . O bunu farkederek sözü değiştirdi:
«Sizi burada ilk defa görüyorum!»
Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/82
Görünüm
Bu sayfa doğrulanmış
82
KÜRK MANTOLU MADONNA