daki işsiz zabitlere, Almanyanın nasıl kurtarılacağına dair, Anadolu harekâtı hakkında bildiklerime dayanarak, tavsiyelerde bulunuyordum... Şu halde ortada sıkılacak bir şey yoktu. Mânâsız -hattâ mânalı da olsa ne çıkardı- bir resim, muhayyel vakalara dayanan bir roman, hayatımda ne diye rol oynuyordu... Hayır, artık tamamen değişecektim...
Buna rağmen akşam olup da ortalık kararınca içime sebepsiz bir hüzün çöktü. Sofrada Frau Tiedemann’la karşılaşmamak için yemeği dışarıda yemiye karar verdim ve iki duble bira içtim. Fakat bütün gayretime rağmen gündüzkü nikbinliğim geri gelmiyordu. Kalbimin etrafında mütemadiyen sıkışıp ezilen bir şey var gibiydi. Açık havada dolaşırsam bu fena ruh halinden kurtulacağımı ümidederek acele hesap gördüm. Dışarıda ince bir yağmur yağıyordu ve gökyüzü kapalıydı. Şehrin bol ışıklarının kızıl aksini tepemizdeki alçak bulutlarda seyretmek mümkündü. Kurfürstendamm dedikleri geniş ve uzun caddeye geldim. Burada sema büsbütün aydınlık bir hal alıyor, yüzlerce metre yukarıdan' dökülen yağmur taneleri bile turuncu bir renge boyanıyordu. Caddenin iki tarafı gazinolar, sinemalar, tiyatrolarla kaplı idi. Kaldırımlarda, yağmura rağmen hiç istiflerini bozmıyan insanlar geziniyorlardı. Mânâsız ve birbiriyle alâkası olmıyan bir takım şeyler düşünerek ağır ağır yürüyordum. Sanki kafama gelmekte ısrar eden bir fikri uzaklaştırmak istiyordum. Her tabelâyı okuyor, her ışık reklâmını tetkik ediyordum. Kilometrelerce uzayan bu caddede böylece bir kaç kere gidip geldim. Sonra sağa saparak Wittenberg meydanına doğru yürüdüm.
Burada Ka De We dedikleri büyük bir mağazanın önündeki kaldırımlarda, ayaklarına kırmızı çizmeler giyip kadınlar gibi yüzlerini boyıyarak dolaşan birtakım delikanlılar, gelip geçenlere davet eden gözlerle bakıyorlardı. Saatimi çıkardım. On biri geçiyordu. Demek vakit
Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/69
Görünüm
Bu sayfa doğrulanmış
69
KÜRK MANTOLU MADONNA