Bütün bunların üstünde, ona yakın olmak, onun için bir şey olduğumu bilmek vardı:
«Maria» diye fısıldadım. «Nasıl oluyor da bir insan diğer bir insanı bu kadar çok mesudedebiliyor?.. İnsanın içinde ne müthiş kuvvetlerin saklı olması lâzım!»
Gözlerinden tekrar o parıltı geçti. Fakat bana bir müddet daha dikkatle baktıktan sonra dudağını ısırdı. Bakışları dumanlı ve manasızdı:
«Haydi oturalım!» dedi, «Ne kalabalık! Galiba sıkılmıya başlıyacağım!»
Tekrar ve üstüste şarap içti. Bir aralık yerinden kalkarak:
«Şimdi geliyorum!» dedi ve sallana sallana uzaklaştı.
Uzun müddet bekledim. Bütün ısrarlarına rağmen fazla içmekten kaçmıştım. Sarhoş olmaktan ziyade sersemdim. Başım ağrıyordu. Aradan on beş dakikaya yakın bir zaman geçtiği halde geri gelmedi. Merak etmiye başladım. Bir yerde düşüp kalmış olmasın diye gidip bütün tuvaletleri gezdim. Buralarda, elbiselerinin kopan yerlerini iğne ile tutturmıya çalışan veya ayna karşısında tuvalet tazeliyen kadınlar vardı. Maria’ya hiçbirinde raslamadım. Salonların kenarındaki kanapelerde kıvrılıp sızan kadınlara teker teker baktım. Onu bulamadım. İçimde, bir anda son derece şiddetlenen bir endişe başladı. Oturan ve ayakta duran insanlara çarparak bir salondan öbürüne koştum. Merdivenlerin birkaçını birden atlıyarak alt kata indim ve aradım. Yoktu.
Bu sırada gözüm, gazinonun dönen kapısının buğulu camları arasından dışarıya ilişti. Orada beyaz birşey duruyor gibiydi. Kapıya atıldım ve dışarı çıkınca bir feryat kopardım. Maria Puder, iki kolunu başının hizasında yanyana getirerek, kapının hemen önündeki ağaçlardan birine dayamış ve yüzünü oraya yapıştırmıştı. Sırtında ince bir yün elbiseden başka bir şey yoktu. Saçlarına ve ensesine
Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/122
Görünüm
Bu sayfa doğrulanmış
122
Kürk Mantolu Madonna