Gamze SU, Esra BURCU SAĞLAM
Akrabalık, komşuluk gibi yüz yüze, samimi ilişkilerin yoğun yaşandığı köy sosyal yaşamında katılımcılar, aileleri haricinde akrabaları ile yakın ilişkilere sahip olmadıklarını belirtmişlerdir. Akrabaları ile kurdukları ilişkilerde engelli olmalarından dolayı bazı durumlarda olumsuz davranış biçimleriyle karşılaştıklarını ifade etmişlerdir.
Akrabalarla pek iyi değil aramız ancak annem vefat edince biraz ilgi oldu. Ama gene de bağlı değiliz birbirimize (K1B).
Akrabalar yardımcı olmuyor, anneme de özürlü diye farklı davrandılar, ilgilenmediler (K5G).
Diğer yandan katılımcılardan KIB, akrabalarından bazılarının yaşadığı kaza sonrası onunla ilgilendiğini belirterek şunları söylemiştir:
Kazadan sonra çok yardımcı olan da oldu aralarında, kimilerinin sayesinde bedavaya fizik tedavi oldum (K1B).
Katılımcılara göre arkadaş/akran gruplarıyla kurdukları ilişkiler sosyal açıdan en rahat oldukları ilişki biçimidir. Katılımcılar, engelli olmalarından dolayı arkadaşlarıyla herhangi bir olumsuzluk yaşamadıklarını, çoğu zaman onların lehine davranış geliştirdiklerini belirtmişlerdir.
(Kazadan sonra) olayın sıcaklığıyla yüz kişinin yirmisi daha iyi oldu bana, arkadaş çevremle eskisinden daha iyi oldum. Hep köydeyiz, hep beraberiz, her hafta iştekilerle de (kazadan önceki iş yeri) konuşuyoruz (KIB).
Tekerlekli sandalyemi devlet vermedi, İstanbul Belediyesi'nde çalışan arkadaşım sayesinde elde ettim (K1B).
Hiç sıkıntı yaşamadım arkadaşlarımla, yardımcı olurlardı. Görüşüyoruz hala aynı arkadaşlarla. Bazen sohbete katılamama olurdu. Karşımdaki menüleri seçerdi, ben sen söyle derdim (K2G).
Arkadaşlarımla aram iyi, hesap kitap işlerinde iyiyim diye hep beni çağırırlar yardım edeyim diye onlara (K4B).
Diğer yandan katılımcılar komşuları ile birbirlerini ziyaret ettiklerini ancak bazı durumlarda kırıcı sözlerle karşılaştıklarını da belirtmişlerdir.
Komşular geliyor biz gidiyoruz. Küçümseyen var görmeyen diyen var. Hissediyoruz, ayrılıyorsun. Oturmaya geldiğinde kahve yapma diyorlar, bardaklanm kirli mi de mi içmiyorlar? Ha yap içelim diyenler de var (K5G).
Ek olarak katılımcı annelerle yapılan görüşmelerde de komşuluk ilişkileri ile ilgili benzer ifadelere rastlanılmıştır.
Bana kimse gelmiyor, kimseye ben gitmiyorum. Bir şey olursa diye korkuyorum çünkü. Herkesin yardımı kendine, herkes kendi derdinde. Ne yaptın, ne yapacan karşıdan el sallarlar anca (KA2).
Katılımcılar ile komşuları arasında gidip gelme ilişkisinin bulunduğu ancak bu ilişkinin yakın ve samimi bir sosyal ilişki içermediği katılımcıların ifadelerinden anlaşılmaktadır. Sabancı Vakfı'ın Toplumsal Gelişme Hibe Program kapsamında Görme Özürlüler Derneği (GÖZDER) ve Türkiye Kas Hastalıkları Demeği (KASDER) ile birlikte gerçekleştirdiği Algı ve Ayrımcılık Araştırması (2012) sonuçlarına göre de katılımcıların %70,3'ü bedensel bir engeli bulunan komşu istemediklerini belirtmişlerdir (T24, 2012; GÖZDER ve KASDER, 2012). Bu sonuca benzer bir durum da bu çalışmada söz konusu gözükmekte ve köyde yaşayan engelli bireylerin akrabalık ve komşuluk ilişkilerinde daha mesafeli bir sosyal ilişkinin olduğu anlaşılmaktadır.
Engelli Bir Birey Olarak Köyde Yaşamak
Bireylerin dâhil oldukları sosyal yapılarla içinde bulundukları mekânsal örgütlerin etkileşimi ile sosyo-mekânlar, toplum tarafından inşa edilmektedir (Pred, 1984'den aktaran Kaya, 2014, s. 8). Toplum
105