Sayfa:KÜTAHYA’DA DERLENEN MEMORAT ÖRNEKLERİ ÜZERİNE İNCELEME.pdf/5

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

Kayın validem eski bir konakta oturduğu yıllarda başına gelen bir olayı hep anlattırdı. Sabah ezanında duyduğu bir ses ona konağın bahçesinden geçen dereye kendisini atmasını söylermiş. Uyandığında kendini dere başında bulurmuş. “Herhalde, Bismillahsız olmadık bir yere basmışım” derdi. Hocaya gidip okutmuşlar öylelikle iyileşmiş (KK-21).

1.1.2. Alkarısı-Albastı ile Kurulan İletişimi İçeren Anlatılar

Alkarısı ya da albastı olarak tabir edilen bu ruh Türk dünyasının hemen her yerinde görülmektedir (Kalafat, 1999: 24). Türk inanışlarında Şamanistlik devirlerden günümüze kadar doğumla ilgili bir korku unsuru olarak varlığını sürdürmüştür (Demren, 2018: 2). Cinler-kötü ruhlar taifesinden olduğuna inanılan Alkarısı - albastının atlara, lohusa kadınlara ve bebeklere musallat olarak onlara zarar verdiğine inanılmaktadır. Lohusa hummasına neden olan bu varlığın kadın olduğu (Boratav, 2013: 91; Şimşek, 2017: 112) bu kadınların da kara, kırmızı ve sarı albastı olmak üzere üç çeşidinin bulunduğuna inanılmaktadır (Şimşek, 2017: 100). Bazen bir gölge bazen de insan kılığında görülen bu varlığın fiziki görünümü sürekli değişkenlik göstermektedir (Demren, 2018: 5; Araz, 1995: 31).

Alkarısından korunmak, lohusa ve bebekten onu uzak tutmak için yapılan bazı uygulamalar bulunmaktadır. Lohusanın bulunduğu odada ateş yakılması, oda içerisinde, süpürge, ayna, bıçak, makas gibi demir nesne, çörek otu, soğan, sarımsak, nazarlık, Kur’an-ı Kerim bulundurulması, lohusanın beline erkek kuşağı, başına al kurdele ya da al yazma bağlanması (Acıpayamlı, 1961: 174), gece gündüz odasının aydınlık olması için lamba yakılması (Küçük, 1989: 469) Alkarısının gelmemesi için yapılan pratiklerdir. Lohusanın ocağa ya da hocaya götürülmesi, Al ruhunun gürültüden korkup kaçması için tüfek atılması, tencere kapakları birbirine vurularak ses çıkartılması Alkarısına yakalandıktan sonra yapılan uygulamalardandır (Duvarcı, 2005: 129).

Alkarısıyla ilgili memorat örneklerine bakıldığında bunların yarısı olayı bizzat yaşayan yarısı da büyüklerinden duyduklarını aktaranlardan oluşmaktadır. Alkarısı lohusalara ve bebeklere; yalnız kaldıkları, uyudukları ya da çalıştıkları sırada musallat olabilmektedir. Görünüşü gelinlikli bir kadın, kedi (KK-3), insan (KK-4) ve farklı varlıklar şeklinde (KK-9) olabildiği gibi, somut bir şekle bürünmeden ağırlık ve baskı veren bir varlık olarak da hissedilmektedir. Bu ruhun zarar verme şekilleri de farklı farklıdır. Yalnız yakaladığı yeni doğmuş bir bebeğin ölümüne sebep olabildiği gibi (KK-4), lohusa kadının boğazını kesmeye çalıştığı (KK-5), ağırlık vererek nefes almasını güçleştirebildiği (KK-6, KK-30, KK-31, KK-32), değişik varlık ya da seslerle lohusaların akıl ve ruh sağlığına zarar verdiği, memorat örneklerinde görülmektedir. Albastıdan korunmak için bebeğin ve annenin kırk gün boyunca gece ve gündüz yalnız bırakılmaması gerektiğini hem anlatıcılar hem de aktarıcılar belirtmiştir. Albastının musallat olduğu lohusalar ise Felak ve Nas sureleriyle, okunmuş çörek otu ve pirinç taneleri tüketimiyle korunmaya çalışmışlardır (KK-32).

557