Sayfa:DOSTLAR TİYATROSU’NUN YENİDEN ÜRETİMİ ABDÜLCANBAZ’DA YABANCILAŞTIRMA.pdf/7

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

Emine Candan İRİ

 

lanmalarının önlenmesine imkân veren [bu efektlerin amacı], seyircide toplumsal açıdan verimli bir eleştirinin etkin duruma geçirilmesidir." (Brecht, 201la: 8). Asya tiyatrosundaki yabancılaştırma, özellikle oyuncu üzerinden sağlanırken tiyatro sanatını metni, sahnelenişi ve oynayış tekniğiyle bir bütün olarak düşünen Brecht'in estetiğinde farklı unsurlar devreye girer. Dolayısıyla, seyircinin sahne olayına etkin bir katılımcı sıfatıyla ve uzman ilgisiyle yaklaşmasını sağlamak için başvurulan Y-efektleri, oyunun kurgusunda dikkate alınan episodik anlatım, anlatıcı ögesi, oyunsuluk, oynanacak bölümün içeriğini önceden bildiren başlıkların kullanımı gibi tekniklerin yanı sıra, oyuncunun oyun tekniğiyle ve ışık, ses, ses-görüntü ilişkisi ve çelişkisi, müzik, dekor, kostüm ve makyaj gibi teknik ve artistik araçların kullanımıyla da elde edilir (Parkan, 2004: 64).

Brecht'in kuramını saptadığı yabancılaştırma etkisinin geleneksel seyirlik Türk tiyatrosunun da estetik temelini oluşturduğu dikkat çeker. Türk halk tiyatrosu geleneğinin karagöz, orta oyunu, meddah ve kukla gibi tüm türlerine sirayet eden yabancılaştırma, Pekman'ın deyişiyle bu tiyatronun doğası gereğidir (2012: 24).

"Geleneksel halk tiyatrosu türlerinin tümünün, herhangi bir kuramsal çabaya gerek duymaksızın, kendiliğinden göstermeci olduğunu, bu tiyatro türlerinde izleyicinin 'illüzyon' içine sokulmadığını, sahne gerçeği ile izleyici gerçeğinin birbiri içine girmesinin söz konusu olmadığını görmekteyiz. Karagöz, Ortaoyunu, Kukla ve Meddah gibi halk tiyatromuzun temel türlerinde, genel olarak seyircinin izlediği oyun ile duygusal bir yakınlık kurmadığını, oyunla kaynaşıp onun havasına girerek bir özdeşleşme ilişkisine girmediğini görürüz. Tüm bu türlerin seyircisi için 'oyun oyundur". (Pekman, 2010: 23-24).

Geleneksel seyirlik Türk tiyatrosunun bu kendiliğinden göstermeci-yabancılaştırmalı görünümü, insanın ve dünyanın değişebilirliğini seyircinin temel meselesi hâline getirmek isteyen Brecht'in yabancılaştırmaya yönelişindeki toplumsal gayenin uzağında kalır. Yaşanan dünyanın gerçek dünya olmadığı, geçici olduğu zihniyeti üzerine oturan Doğu estetiği, daha baştan hayatın bir yanılsama olduğu varsayımından hareket eder. Böyle bir argüman, geleneksel seyirlik oyunları gerçeklik iddiasının ve algısının dışında bırakır. Bu noktadan sonra oyun, sadece oyun olarak anlamını bulur. Oysa Brechtçi tiyatro, gerçeklik algısı taşıyan bir dünyayı oyuna çevirerek yıkmak ister. Buna rağmen geleneksel tiyatronun gerek oyunun kurgusunda, gerek sahnelemede ve oyun tekniğinde
 

Yeni Türk Edebiyatı Araştırmaları - Sayı: 23-2020 - ISSN: 2548-0472239