Sayfa:Cinsel Saldırı ve Çocuğun Cinsel İstismarı Sanıklarının Mahkemedeki İletişimsel Amaçları.pdf/5

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

Utku TANRIVERE


koşullar ve ilgili usullerin, kişilerin dil kullanımlarında değişkenliğe yol açabileceği değerlendirilmektedir. Savunmaları bulunan 66 sanıktan 2’si kadın, 64’ü erkek ve yargılamalara konu olan olaylardaki toplam 72 mağdurdan 53’ü kadın, 19’u erkektir.

Bütüncenin üst verisine göre bu iki suçlamaya eşlik eden diğer suçlamalar, Türk Ceza Kanunu’nun 81, 86, 105, 106, 107, 109, 116, 125, 134, 148 (ve 149) ve 226. maddelerinden doğmaktadır: sırasıyla kasten öldürme, kasten yaralama, cinsel taciz, tehdit, şantaj, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, konut dokunulmazlığının ihlali, hakaret, özel hayatın gizliliğini ihlal, yağma (ve nitelikli yağma) ve müstehcenlik.

Savunma kapsamında ortaya konulacak dilsel veriyi anlayabilmek için, suçun veya suçlamanın mahiyetini kavramak da son derece önemlidir. Cinsel saldırı veya çocukların cinsel istismarı suçlamalarıyla yargılanan 66 sanığa yöneltilen diğer suçlamaların sıklığı gözetildiğinde, sanıkların 23’ünün ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılmayla da suçlandığı görülmektedir. İkinci sırada 6’şar dava ile kasten öldürme ve hakaret, 5’er dava ile de kasten yaralama, tehdit ve şantaj suçlamaları ön plana çıkmaktadır. Diğer suçlamalara, bütünce üst verisi genelinde bir veya iki kez rastlanılmıştır. Bütünceyi oluşturan çoğu ifade, bir sanığın yargılandığı suçlamaya ilişkin olmakla beraber bazı yargılamalarda birden fazla sanık bulunmaktadır. Bütünce verisinde en fazla 4’er sanığın yargılandığı iki dava bulunmaktadır.

Bütüncenin oluşturulmasında, daha önce belirtildiği gibi, bir gazetenin internet sitesi tercih edilmiştir. Bu şekilde açık kaynak kullanılmasının nedeni, başka türlü gerçek adli veri elde etmekte karşılaşılan zorluklardır. Soruşturmalardaki gizlilik esasının aksine kovuşturmalar (dava süreçleri; duruşmalar) kural olarak kamuya açıktır. Ne var ki bu duruşmalarda kayıt alınması yasaktır ve duruşma tutanakları ise elde edilebilse dahi genellikle duruşma salonunda konuşulanların sonradan özet biçiminde metin ortamına aktarılmış hâlidir. Dolayısıyla bu tutanakların, konuşan kişilerin sesletmiş oldukları dilsel ifadeleri tam olarak yansıtması anlaşılır biçimde beklenmemektedir. Ek olarak gazete kaynakları Türkiye’nin pek çok yerinde ve farklı zamanlarda, bu suçlamaların yöneltildiği duruşmalardan haber ve içerik aktarabilmektedir. Bunu yalnız bir araştırmacının yapabilmesi ise zaman ve finans kaynağı bakımından son derece zordur. Verinin toplandığı kaynak, hem sanığın ifadesine kısmen de olsa erişmeyi mümkün kılmış hem de Türkiye genelinde çok çeşitli yerlerden zamana yayılı bilgi edinilmesini mümkün kılmıştır.

Haber kaynağında belirtilmiş olan tarihler esas alındığında, bu 66 savunmanın 8’i 2015; 10’u 2016; 12’si 2017; 16’sı 2018; 13’ü 2019 ve 7’si 2020 yılına tarihlenmektedir.[1] Haber içeriklerine bakıldığında ise yargılama konusu 54 olaydan[2] 10’u İstanbul, 9’u Antalya, 5’i Zonguldak ve 4’ü Ankara’da gerçekleşmiştir. Bolu, Diyarbakır, Erzurum, İzmir ve Kayseri’de 2’şer olay; Adana, Bursa, Çanakkale, Çorum, Eskişehir, Gaziantep, Isparta, Karaman, Kars, Kastamonu, Kocaeli, Konya, Mardin, Mersin, Muğla ve Samsun’da ise 1’er olay yaşanmıştır. Böylece incelemeye konu edilen savunma içerikleri, 6 yıl ve 26 ayrı şehre yayılmış hâldedir. Davaların bir kısmı sonuçlanmış olmakla beraber bazılarının sonucuyla ilgili kaynaktan bilgi edinilememiştir. Bu davalar sürüyor veya bilinmeyen bir hükümle sonuçlanmış olabilir. Ayrıca vurgulamak gerekir ki, sonuçlanan davaların bir kısmında sanıklar suçlu veya suçsuz bulunmuş, bir kısmında ise şikayetçinin şikayetinden vazgeçmesi üzerine düşme hükmü kurulmuştur. Dolayısıyla bütünce, Türk Ceza Kanunu’nun 102 ve 103. maddelerinde tanımlı “suçları işleyen” kimselerin değil, bu suçlama ile “yargılanmış” kişilerin savunmalarından oluşmaktadır.


  Yer ve zaman yönünden belirtilen yaygınlığın karşısında bütüncenin bir kısıtlılığı ise savunmanın tamamı içerisinden seçilen, sınırlı ifadelerden oluşmasıdır. Ne var ki haber kaynakları özellikle cinsel dokunulmazlığa karşı eylemlerin yargılamalarında, genellikle savunmanın özüne ilişkin bilgileri öne çıkarmaktadır; zira ilgili süreçte haber değeri olan bilgi budur. Bu çalışmada ise sanıkların dil ve hukuk izlemlerini altsözceler aracılığıyla tespit etmek hedeflendiğinden, editörler tarafından yapılan eksiltmelerin çalışmaya etkisinin ileri bir boyutta olmayacağı varsayılmaktadır. Nitekim kaynakta yer verilmiş olsa dahi duruşma salonunda konuşulan ve savunma izlemi bağlamında önemsiz görünen kısımlar değerlendirmeden hariç tutulmuştur. Duruşmanın başlangıcında sanığın kimlik tespitine dair yapılan konuşmalar veya son derece özgül biçimde, örneğin, “O sırada saat kaçtı?” gibi sorulara verilen yanıtlar bu çalışma kapsamında


  1. Kaynakta oluşturulmuş haber sayfalarının, verilen ifade ile aynı yılda yayımlandıkları varsayılmıştır.
  2. Belirtildiği gibi, bazı yargılamalarda birden fazla sanık bulunmaktadır. Bu nedenle bütüncede yer alan sanık ifadelerinin sayısı, toplam olay sayısından fazladır.

396