Sayfa:Ceza hukukunda nefret ve ayrımcılık.pdf/79

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

durumdaki ülkelerde birtakım talihsizlikler yaşamış çocukların ayrı bir korumaya ihtiyaç duydukları açıktır.

Sözleşmesi'nin 1. maddesinde kimlerin çocuk olduğu belirtilmiştir. Buna göre; “Bu Sözleşme uyarınca çocuğa uygulanabilecek olan kanuna göre daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, on sekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır.”

Sözleşme'nin 2/1. maddesi ayrımcılık yasağına ilişkindir. Buna göre, “Taraf Devletler, bu Sözleşmede yazılı olan hakları kendi yetkileri altında bulunan her çocuğa, kendilerinin, ana babalarının veya yasal vasilerinin sahip oldukları, ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka düşünceler, ulusal, emik ve sosyal köken, mülkiyet, sakatlık, doğuş ve diğer statüler nedeniyle hiçbir ayrım gözetmeksizin tanır ve taahhüt ederler.” Bu hüküm ile yalnızca bu sözleşmede yazılı olan haklar çerçevesinde bir ayrımcılık yasağı getirilmiştir.

Sözleşme'nin 3. maddesinin 1. fıkrasında tüm yardım kuruluşları ile adli ve idari merciler ve Devlet tarafından gerçekleştirilen faaliyetlerin tümünde çocuğun üstün yararının gözetilmesi gerektiği hususu yer almaktadır. Çocuğun üstün yararının gözetilmesi sebebiyle, bu hüküm pozitif ayrımcılık niteliğindedir. Sözleşme'nin 4. maddesi de bu yönde bir hükümdür. Buna göre; taraf devletler, çocukların haklarının uygulanması amacıyla idari ve adli her türlü tedbiri almalıdır. Taraf devletler gerekirse çocukların menfaatlerini gözeterek uluslararası işbirliği yoluna gitmelidir.

Sözleşme'nin 6. maddesinde; her çocuğun yaşama, gelişme ve hayatta kalma hakkı olduğunu ve bu hakların sağlanmasında taraf devletlerin mümkün olduğu kadar fazla çaba göstermesi gerektiği ifade edilmiştir[1]. Çocukların hayata tamamen başkalarına bağımlı olarak başlamaları sebebiyle, yaşama, gelişme ve hayatta kalma gibi temel vazgeçilemez hakların temini sırasında devletlerin desteğine ihtiyaç halindedirler. Çocuğun sağlıklı gelişiminin devletlerce sağlanması sadece çocuğun menfaatine bir durummuş gibi görünse de, bu durum tüm topluma katkı sağlayacak bir husustur. Kanımızca; çocuğun tüm yaşamı boyunca kendi devletine ve tüm topluma sağlayabileceği katkılar düşünüldüğünde; devletlerin bundan menfaati daha fazla olacaktır. Yani çocuğun refahı, ileride devletin refahını sağlayabilecektir diyebiliriz.


  1. Çocuk Hakları Sözleşmesi, m. 6: “1. Taraf Devletler, her çocuğun yaşama hakkı olduğunu kabul ederler. 2. Taraf Devletler, çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için mümkün olan azami çabayı gösterirler.”
67