Sayfa:Ceza hukukunda nefret ve ayrımcılık.pdf/135

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

personeli olarak görev yaptığı bir kimsesizler yurdundaki çocuğa karşı istismar eylemini doğrudan o çocuğu kimsesiz olması ve kendisinin nüfuzunu kullanabileceği görevi sebebiyle rahatça işlemesinde, failin ayrımcı saiki olduğu düşünülmektedir. Buna göre fail, görevi sebebiyle daha kolay ulaşabileceği ve kimsesizler yurdunda olmayan diğer çocuklara kıyasla mağdur çocuk üstünde kolaylıkla baskı sağlayabileceği düşüncesiyle bu suçu işlemesi halinde verilecek ceza yarı oranında arttırılacaktır. Fail burada, çocuğun karşı çıkamayacağı ve bu suçu daha kolay işleyebileceği düşüncesiyle, mağduru diğer çocuklardan ayırarak seçmektedir.

TCK'nın 105. maddesinin 2. fıkrasının a, b ve c bentlerinde cinsel saldırı suçunun nitelikli halleri yer almaktadır. Buna göre, “a. Suçun, kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle; b. Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından; c. Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.” Örneğin bu suçun, zihinsel engelli olan bir bireye karşı işlenmesi halinde fail sağlık hizmeti veren bir kurumda çalışıyor olabilir. Zihinsel engelli birey, kendisine karşı işlenen bu fiilin hukuki anlam ve mahiyetini bilemeyecek durumda olabilir. Bu nedenle bu eyleme karşı gelmesi yahut suçun tespitinin sağlanmasının zorluğu faili bu bireyi seçmeye yönlendirebilir. Yahut fail engelli bireylere duyduğu nefret sebebiyle mağdurları yalnızca engelli bireyler arasından seçiyor olabilir. Fail bahsedilen bu cinsel suçları toplumsal güç dengesizliklerin yarattığı kolaylıktan yararlanılarak kolayca işleyebilmektedir.

TCK'nın 125. maddesinin 3. fıkrasının b ve c bentlerine göre hakaret suçunun; “Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı” ve “kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, işlenmesi” nitelikli haller arasında sayılmıştır. Buna göre, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz. Bu suç kanun maddesinde düzenlenen hali ile ayrımcı saik barındırmaktadır. Bir dinin ya da inancın açıklanması yahut dinin gereklerinin yerine getirilmesinde, o dine göre


mağdureyi yanına çağırsa, mağdurenin gitmesi ihtimali çok zayıftır. Ama aynı yerde kamu görevlisi olması ve bir hizmet vermesi gözetildiğinde bu nüfuzu sebebiyle mağdureyi etki altına alması mümkündür. Mevcut olayda da sanık bu etki (nüfuz) yardımıyla eylemini gerçekleştirmiştir.”

httpsı//wwow.sinerjime vzuat.com.tr/index jsf?dswid-60554# (E.T.: 11/12/2019)

123