İçeriğe atla

Sayfa:Carel Zwollo.pdf/85

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

83

3 Aralık 1975'te "Orient Ekspres"le, üç günde İstanbul'a geldim. İstanbul Sirkeci’de trenden indikten sonra “Consulaat-Generaal der Nederlanden”a gittim ve hocam Boissevain'ın araştırmalarımla ilgili yazdığı bilgi mektubunu görevliye verdim. Türk-Hollanda ticaret binası 1602 yılında Osmanlılar zamanında inşa edilmiş. Bu bina Boğaziçi kıyısında, eski İpek Yolu'nun son durağının yanında. Ahşap olarak inşa edilen bina zarar gördüğü için 1724 yılında taş bina olarak yenilenmiş ve 1960'ta tekrar restore edilmiş. Konsolosluk binasının yanında bir Hollanda-Türk Enstitüsü vardır ve oradaki tarih ve arkeoloji araştırmacılarının kaldığı misafirhanede birkaç gün ben de kaldım. Sonra otobüsle Bodrum'a gittim ve İstanbul-Bodrum yolundaki manzarayı çok beğendim. Özellikle Bursa, İzmir ve Aydın'daki geniş zeytinliklerin ve incir ağaçlarının bolluğu, bana buraların sanki dünyanın en eski toprakları olduğu hissiyatını vermişti. Kış mevsimi olmasına rağmen hava çok güzeldi.

Milas'ı çok beğendim, evler güzel, büyüktü ve her evde bir şömine vardı. Milas'tan minibüsle Bodrum'a geçtim. Eşeklerin üstünde eski kıyafetli çiftçileri, başörtülü kadınları gördüm. Erkekler hep Ecevit şapkası takıyordu. Yollar bozuktu ve dükkânlarda aradığını bulmak çok zordu. Peyzaj çok geniş ve zengin, insanlar da çok hoş ve yardımseverdi. Yolcular merakla "Niçin yaz sezonunda gelmediniz?” diye sormaya başladılar. Ben de, "Turist değilim, araştırmacıyım," diye cevap verdim. Ardından, "Ne gibi bir araştırma?" sorusu geldi. "Deniz ürünleri ve balıkçılıkla ilgili," dedim. "Ziraatçı mısınız?" dediler ve ben de, "Hayır, antropoloji okuyorum," dedim. İlk anda arkeoloji okuduğumu sandılar. Ben antropoloji olduğunu vurguladım. Sonrasında, "Senin buradaki araştırmandan kim faydalanabilir?" dediklerinde ise, "Evet, hiçbir yaranı yok, araştırmamı sadece ve sadece kendim için yapıyorum. Yüksek Lisans tezim için Bodrum'a gidiyorum, belki ileride yararı olur," diyerek cevap verdim. Sanırım böyle bir açık sözlülüğe alışık değillerdi. Onlara göre bencillik ayıptır ve her zaman başkaları için bir şeyler yapmak gerekir.


Türkiye yağmur suyuyla tüm toplumun gıda ihtiyacını karşılayabilir, barajlar da enerji için kullanılabilir, 1975.

Muğla-Milas Meydanı'nda ayı oynatan Çingeneler, 1975.