İçeriğe atla

Sayfa:Carel Zwollo.pdf/234

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfada istinsah sırasında bir sorun oluştu

232

1 Ferdinand Braudel: “The Mediterranean and the Mediterranean World in the Age of Philip II,”, 1949, revised edition:1966.

2 Martin van Bruinissen: “Agha, Shaikh and State, the social and political structures of Kurdistan” 1992.

tişti: Ağrılı ustalar Ercan, Erhan Bayram, İhsan Birlik ve diğerleri. Muşlular içinde Muhammed Çıplak ufak, yıkık bir evden son derece güzel bir mini konak yaptı. 20 yıl önce oradaki iki kahvehanede Muşlular, Ağrılılar, Urfalılar ve Datçalılar her akşam ayrı masalarda okey oynarlardı. İş yaşamlarında da Muşlu müteahhitler Urfalılara iş vermezdi ve bir Urfalı bir Ağrılıyla çalışmak istemezdi. Türkiye’de 1983’ten itibaren müthiş gelişmeler yaşandı: Sanayileşme, altyapı, ticaret, nakliye ve taşımacılık, tarım, sağlık, eğitim, elektrik, doğalgaz, dijital altyapı… Fakat sosyal konularda hâlâ sorunlar yaşanıyor: Adalet, etnisite, eşitlik, çevre, çocuk işçiliği, sosyal haklar, laiklik-din… Eskiden Akdeniz’deki dağlar “ucuz işçi” hazinesiymiş. Tarihçi Ferdinand Braudel bu konuya, Akdeniz ve II. Philip Döneminde Akdeniz Dünyası1 isimli kitabında değiniyor. İspanyol Kralı II. Philip zamanında ticaret özellikle Akdeniz’deydi; çünkü Avrupa’nın gemileri henüz Asya’nın uzak ülkelerine gidemiyordu. İpek yollarının son durakları olan Akdeniz limanları gemilerin en çok uğradıkları yerlerdi; İstanbul, Lazkiye, İskenderiye, Selanik ve diğer limanları, kentleri kullanıyorlardı. Osmanlılar da o çağda bu ticarete yöneldiler. Fas, Cezayir, Tunus’un Atlas dağlarından, İtalya’nın fakir Alplerinden Akdeniz limanlarına, Fransa’nın yüksek platosu Ardecheden, Anadolu’nun Toros Dağlarından Ceyhan ve Seyhan, önceleri Sihun ve Lihun olan nehirlerin suladığı zengin ovalara kadar pek çok yerde çalıştılar.

1983 senesinde Türkiye’nin batı bölgelerinde özellikle yazlık konutlar için hızla inşaatlar başladı. Muş, Ağrı ve Urfa’dan gelen ucuz işçilik doğu ve batı toplumunun birbirlerini tanıması bakımından önemli bir gelişmeydi. Kürtlerin çoğunlukta olduğu bölgelerin sosyal ve siyasal yapısıyla ilgili Hollandalı sosyolog Martin van Bruinissen, Ağa, Şeyh ve Devlet2 isimli kitabı kaleme aldı. Bu araştırma o bölgelerin en derin analizidir. Özellikle Irak tarafında yaşayan Kürtlerin yakın tarihi konusunda önemli bir kaynaktır. Datça Yarımadası’yla ilgili Alman sosyolog Horst Unbehaun bir araştırma yapmıştır. Kitabı Türkçede Türkiye Kırsalında Klientalizm ve Siyasal Katılım/ Datça Örneği, 1923-1992 adıyla bilinir. Bu kitap özellikle Türkiye Cumhuriyeti ve demokrasi dışı “patronage”, patron-sadık adam iş birliğini anlatıyor. Reşadiye’deki Mehmet Ali Ağa’nın akrabaları CHP temsilcisiydiler ve bu aile Muğla ilindeki bürokraside etkiliydi.

Türkiye’de 1983’ten itibaren müthiş gelişmeler yaşandı: Sanayileşme, altyapı, ticaret, nakliye ve taşımacılık, tarım, sağlık, eğitim, elektrik, doğalgaz, dijital altyapı… Fakat sosyal konularda hâlâ sorunlar yaşanıyor: Adalet, etnisite, eşitlik, çevre, çocuk işçiliği, sosyal haklar, laiklik-din…