217
dı. Onlar başka şekilde ek kaynaklar buldular. Veterinerler, ziraat mühendisleri, teknisyenler sürekli büro işleri yaptıklarından mesleklerine dair pek çok şeyi unutuyorlardı. Türkiye’de bitkisel üretim ve hayvancılığın durumu, sosyo-ekonomik durumla doğrudan ilgili. Orta ilçesinde çok şey öğrendim. Bu ilçede sadece tarım potansiyeli kaldı, çiftçiler tarım ve hayvancılık işini bıraktılar. Canbaz ailesiyle yine yeni bir bilgiye, kaynağa ulaşmıştım. Bu sefer bulduğum aile oldukça geniş bir aileydi. 19. yüzyılda doğudan Horasan dağlarından buraya, Çankırı’ya göç etmişlerdi. Buralar eskiden ormanmış. Köylüler çam ve meşe ağaçlarının son köklerini kepçelerle çıkarmışlar. Biliyorsunuz 1400lü yıllarda Moğol Şahı Timurlenk Osmanlılarla yapılacak savaş için fillerini Çubuk ve Orta ilçelerindeki ormanlarda saklamış. Ağaçlar gidince toplum da göç etmeye başlamıştı.
TKV, 1970 ve 80li yıllarda köy düzeyindeki fakirlikle mücadelede bitkisel üretim ve hayvancılık konularında kalkınma modelleri geliştirmişti. Bu modeller genellikle çok fakir bölgelerde uygulandı. Daha sonra 1991 yılında TKV bu yaklaşımla Erzurum ve Sinop’ta, çok farklı disiplinlerle beraber sosyal ormancılık projesi başlattı. TKV’nin kırsal kalkınma deneyimi, özellikle doğal kaynakları koruma alanıyla yeni bir boyut kazandı. Bu sefer, özellikle Orman Bakanlığı TKV’nin işlerine daha pozitif bakmaya başladı ve bence Dünya Bankası Yukarı Fırat Havzası Rehabilitasyon Projesi’ni, Elazığ, Malatya ve Adıyaman illerinde uygulama konusunda TKV’den ilham almış oldu. Çünkü toprak kaybı sorunu ile ilgili, Ağaçlandırma Genel Müdürlüğü (AGM), Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü (KGHM), Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü çiftçiler ve çobanlarla birlikte çözüm bulma çalışmalarına başladı. Proje bütçesinin tamamını kullanamadılar. Çünkü projede kullanılan tüm araçları (dozer, kepçe gibi) kamu kendi imkânlarıyla karşılıyordu. Böylece daha az faiz ödenmiş oldu. Dünya Bankası tarafından bu projeye bir sosyal bilimcinin katılması konusunda çok ısrar edilmişti. Kamu tarafından ise buna gerek görülmedi. Ancak daha sonra kabul ettiler ve bu sosyal bilimci ben oldum.
Ben bu projede 1994 yılından itibaren çalışmaya başladım. AGM projeler müdürü İsmail Küçükkaya oldukça geniş görüşlü ve “new style”, Rio de Janeiro konferans tartışmalarını iyi bilen bir orman
TKV, 1970 ve 80’li yıllarda köy düzeyindeki fakirlikle mücadelede bitkisel üretim ve hayvancılık konularında kalkınma modelleri geliştirmişti. Bu modeller genellikle çok fakir bölgelerde uygulandı.