216
Hollanda’da her ineğe aile üyesiymiş gibi bakılır. Süt ürünlerinin tümünden ve ineklerin yavrularından faydalanabilirsiniz.
Yukarı Fırat Havzası Rehabilitasyon Projesi kapsamında arazi çalışmalarında tuttuğum notlar ve çizimler, 1994.
Bu projeye şu düşünceyle başladım: Hollanda’daki inekler benim vatandaşım, Hollanda’dan gemilerle İzmir’e, oradan trenle Ankara’ya ve sonra da kamyonla Orta’ya geldiler. Türkiye bu ineklere bir kimlik belgesi, adeta bir pasaport ve oturma izni verdi. Fakat siz onlara iyi bakmalısınız ve her ineğe bir isim vermelisiniz. Çünkü Hollanda’da her ineğe aile üyesiymiş gibi bakılır. Süt ürünlerinin tümünden ve ineklerin yavrularından faydalanabilirsiniz. Onlara hep birlikte bakacağız. Ben veteriner, yem, pazarlama konusunda onlara destek verdim.
Hollanda Tarım Ataşesi Cees Roele ve FAO temsilcisi Jan Dorenbos beni desteklediler; çünkü TKV’nin bu işi yapacağına inanıyorlardı. Cevat, annesi ve oğluyla inek bakımını benden daha iyi biliyordu. Sadece bir pazarlama problemi vardı. Sütün tümünü Orta’daki memur aileler alıyordu ve ödemeyi ya ay sonunda yapıyorlardı ya da sürekli erteliyorlardı. Ben bunun üzerine sütü ve peyniri peşin olarak satmalarını söylediğimde, bana, “Olmaz, burası Türkiye,” dediler. Köy içinde komşular arasında sosyal bir düzen olabilir; ancak dışarıdan gelen memurlar bu sistemi yanlış kullanıyorlardı.
Cevat Canbaz belediyede çalışıyordu. Fakat maaşı o kadar düşüktü ki bir yandan da çiftçilik yapıyordu. Memurlar da aynı durumdaday-