İçeriğe atla

Sayfa:Carel Zwollo.pdf/109

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfada istinsah sırasında bir sorun oluştu

hani av alanı olarak görüyorlardı. Baş rolü Meryl Streep ve Robert Redford'un paylaştığı "Out of Afrika", Türkçe'ye Benim Afrikam olarak çevrilen filmde Redford İngiliz bir lordun ikinci oğlunu (Dennys Finch Hatton) canlandırır ve büyük baş hayvan avcılığı yapmak için Kenya'ya gider. Bir sahnede, "Bizim İngiliz aristokrasi sistemi çok berbat, bütün miras en büyük çocuğa kalıyor ve biz küçük kardeşler hiçbir şey alamıyoruz. Afrika bize büyük imkân sağlıyor, büyük baş hayvan avcılığı, macera... İngiltere'de böyle bolluk görmüyoruz,” der.

Tropikal Afrikada Trypanosoma Brucei veya T. Congolense bakterilerinin neden olduğu büyük ve küçük baş hayvanlara çeçe sinekleriyle taşınan kansızlık, ateş, zayıflama belirtilerine sebep olan, at, öküz, eşek ve inekleri olumsuz olarak etkileyen "tse tse" olarak da adlandırılan bir hastalık oldukça etkiliymiş. O zamanlarda bu hastalığın ilacı olmadığından zengin papazlar hamaklarda taşınıyormuş. Papaz van Den Biesen'in gizli bir silahı vardı. Güney Hollanda'daki Boxtel Manastırı'ndan ayrılırken kız kardeşi ona Winchester marka makineli bir tüfek hediye etmişti. Van Der Burgt, "Silah biz papazlara pek uymuyor; fakat 'bizim 12 çocuk' birer mauzer (mauser) taşırdı ve biz onlan tehlikelere karşı kullanmaları için eğitmiştik," der. Burundi'de misyonerlik faaliyetleri için yeni bir bina yapmak amacıyla kaliteli ahşap için bol orman, içme suyu için bir dere, tarımsal faaliyetler için derin toprak, Hıristiyanlığı yaymak için kalabalık bir toplum, sempatik liderler veya birbiriyle kavga eden liderlerin olduğu bir yer seçtiler.

Afrikalılar paraya değer vermiyor, en çok siyah hariç renkli boncuk, tekstil, küçük ayna ve bıçakları seviyorlardı. Taşlar ve ahşaplarla yeni Hıristiyan Afrikalılar için güç inşa edilmeli, her köprü, yol, içme suyu onlarla birlikte yapılmalıydı. Bedava iş gücü bulunmalı, kilise, manastır ve misafirhane inşa etmek için her pazar günü duaya gelenler birer taş getirmeliydi. Adamlar ve kadınlar büyük taş, çocuklar ise küçük taş getirmeliydi. Yerli diller öğrenilmeli, haritalar yapılmalı, Avrupa'ya raporlar göndermeli; Katolik doktorlar, hemşireler, marangozlar, taş ustaları da Afrika'ya gitmeliydi.

Avrupa'nın Katolikleri oraya ulus olarak gitmediler; Katolik cemaat olarak oralarda görev aldılar. Ben Burundi'ye giderken misyoner etkisi hâlâ çok büyüktü. İspanyol ve Portekizli Katolikler de benzer


Danimarkalı zengin bir çiftçinin kızı. Karen Blixen (Meryl Streep), barones ünvanı almak için soylu baron Bror Blixen (Klaus Maria Brandauer) ile evlenerek kahve yetiştiriciliği yapmak üzere Afrika'ya yerleşirler. Yıl 1913 tür ve Afrika büyük ölçüde Avrupalıların sömürgesi durumundadır. Kocasının kendisini ihmal etmesi ve aldatması Karen'i sürekli yalnızlığa iter. Bu arada maceracı avcı Denys Finch Hatton (Robert Redford) ile tanışır ve ona âşık olur (Wikipedia'dan alınmıştır).