lefonla Başyazar Ebuzziya Velit Beyden sordum. Dedi ki: — Başlık «Uydurma Katliamlar» idi. İngiliz sansürü «uydurma»yı çıkardı.
Gazetenin provasını da getirerek gösterdi. Bu kelimenin gerçekten mavi kalemle çizilmiş olduğunu gördüm.
Şimdi tekrar konumuza, İstanbul’un işgali olayına dönebiliriz.
Fransız gazetesinin verdiği bilgilerden dolayı İngilizlerin zırhlılardan asker çıkarmakta olduklarına dair Babıâli’de pek erken aldığım haberlere pek de şaşmadım. Bu işgali, mevcut Fransız askerlerine ilâve olarak biraz da İngiliz askeri çıkarılması şeklinde yorumladım. Fakat, Fransız askerleri gibi İngilizlerin de şehre gündüz çıkmalarına hiçbir engel bulunmadığı halde bu çıkışın hâlâ muharebe eden bir şehre gece baskını şeklinde yapılmasına bir mânâ veremedim.
Ben, İngiliz askerlerinin gece çıkmalarına şaşarken ard arda aldığım resmî haberler, özellikle gün doğmadan önce otomobillerle X. Kafkas Tümeni’nin Şehzadebaşı’ndaki karargâhına gelen İngiliz müfrezesi oradaki koğuşta ve uykuda bulunan askerlerimizden Muzika efradından oldukları için silâhları bulunmayan masumlardan beşinci öldürüp onunu feci surette yaralamaları ve bunlar arasında nöbetçi çavuşunu bizzat müfreze subayının katletmesi gibi pek kötü bir başlangıca göre bu uygar işgalcilerin şehirde vahşice bir katliama girişmelerinden kurtulmak gerekeceğini hatıra getirdi.
Telefonlar tatil edilmiş olduğu için kimse ile konuşmaya imkân bulamadım. Sadaret dairesine girerek Sadrazam Salih Paşanın gelmesini bekledim. Çok gecikmedi, ardından da kabine üyeleri geldiler. Salih Paşaya Müttefik Devletler komiserlerinin gönderdikleri notayı ve ilişiğini okuduk. Nota şöyleydi:
«Fransa, Büyük Britanya ve İtalya Yüksek Komiserleri