hib bulunuyorum. Fakat bütün bu şiirlerin mutlak surette bu şaire âid olduklarını iddia etmek kabil değildir. Bunlar arasında yanlış olarak Pir Sultan'a isnad edilenler de şüphesiz ki mevcuddur. Hattâ «Pir Sultan» adıyla neşredilen ikinci kitapta «Pir Sultan'ın olduğu şübhe götürmiyen şiirler» başlığı altında neşredilen kısımda bile, ona âidiyeti şübheli olan manzumeler vardır. Meselâ:
Önüme bir çığır geldi
Bir ucu var şar içinde
Ben dahi nesne bilmezem
Allah bir Muhammed Ali
Hakikat bir gizli sırdır
Açabilirsen gel beri
Bir nefescik söyleyeyim
Dinlemezsen neyleyeyim
Aşk deryâsın boylayayım
Ummâna dalmağa geldim
Ben dervişim diye göğsün gerersin
Matlalı nefesler; bir takım mecmualarda «Hatayî», bir takım mecmualarda da «Pir Sultan» namına kayıdlıdır. Şu halde bu nefeslerin hiç olmazsa «Pir Sultan'ın olduğu şübheli bulunan şiirler» başlığı altındaki kısımda neşri iktiza eder. Mecmualarda Pir Sultan namına kayıdlı bulunan şiirlerin mühim bir kısmı şübhesiz ki onundur. Fakat muayyen bir şi'ri mutlak surette «Pir Sultan'ındır» diyebilmek için daha zamana ve yeni yeni vesikalara ihtiyaç vardır. Kul Himmet, Kul Âdil, Kul Hüseyin... gibi aynı akîdenin müterennimi olan ve aynı şekillerle manzumeler yazan bu şairlerin eserleri ekseriyetle birbirlerine karıştırılmıştır. Bundan dolayıdır ki bütün bu şiirleri mecmualarda görüldüğü gibi neşretmek, fakat daima ihtiyatlı bulunarak kuvvetli deliller buluncaya kadar kat'i hükümler vermemek zaruridir.
Pir Sultan, değerli bir şairdir. Manzumelerini tamamen hece vezniyle ve âşık edebiyatı tesiri altında vücûda getirmiştir.