görülmektedir (Marlborough, 2003). Türkiye’de yapılan Kadına Yönelik Aile
İçi Şiddet Araştırması’nda (Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, 2019) ülke
genelinde yaşamının herhangi bir döneminde eşi veya eski eşi tarafından
fiziksel şiddete maruz bırakılan kadınların oranı %36’dır. Yaşamının
herhangi bir döneminde duygusal şiddet yaşayan kadınların oranı ise
%44’tür. 2014 araştırmasında yaşamının herhangi bir döneminde cinsel
şiddete maruz kalan kadınların oranı %12 olarak karşımıza çıkmaktadır.
Son zamanlarda yapılan çalışmaların gösterdiği üzere eşleri tarafından
öldürülen kadınların sayıları da git gide artmaktadır (Wilson, 2005).
Saldırganlığa evrimsel psikoloji açısından bakıldığında bazı adaptif problemler, şiddeti doğuran etkenler olarak karşımıza çıkabilmektedir. Eş şiddetine yol açan adaptif problemleri şöyle sıralayabiliriz; kaçak avcıların varlığı (mate poachers), cinsel sadakatsizlik, dişinin başka bir erkeğin yavrusunu taşıma şüphesi, kaynakların sınırlılığı, eş değer tutarsızlığı (mate value disperancy), üvey evlatlar, eşliğin sonlanması ve eski eşin yeniden eş bulmasını engelleme (Buss ve Duntley, 2011). Bu problemler doğrudan seçilmiş adaptasyonlar olabilmekle birlikte sorunları çözebilme amacıyla oluşan adaptasyonların yan ürünü (by-product) olarak da karşımıza çıkabilmektedir (Ward ve Siegert, 2002; Durrant, 2011).
İnsanlar, zaman içerisinde diğer insanları etkilemek ve üreme
başarısını (reproductive sucess) arttıran kaynakları edinmek amacıyla pek
çok taktik edinmiştir (Buss, Gomes, Giggins ve Lauterbach, 1987). Evrimsel
bakış açısında tüm türlerin evrimsel geçmiş ve nihai amaç olan üreme
başarısı ile şekillendiği bilinmektedir. Üreme başarısını belirleyen bir faktör olan uzun süreli eşleşme stratejisi, erkeğe üreme açısından pek çok fayda sağlamaktadır. Bunlar faydalar; (1) arzu edilen bir eşi cezbetme
yeteneklerini artırmak; (2) uzun süreli yakınlık ve cinsel erişim yoluyla
babalık kesinliğini artırmak; (3) çocuklarının hayatta kalmasını sağlamayı
arttırmak; (4) baba yatırımı yoluyla çocuklarının üreme başarısını
arttırmak; ve (5) karısının geniş akrabaları aracılığıyla statü ve koalisyonel
müttefikleri artırmak olarak sayılabilmektedir. (Buss, 2011; Buss, 2018).
Uzun süreli ilişki kurmanın üreme başarısı üzerindeki etkisini göz önünde
bulunduracak olursak, uzun süreli ilişkiyi elde tutarken de şiddete
başvurulması kaçınılamaz bir hale gelmektedir. Erkek tarafından gösterilen
şiddet davranışı, evrimsel psikoloji çerçevesinden ele alındığında; üreme
başarısını arttırmak, genlerin bir sonraki kuşağa aktarma şansını
yükseltmek olarak açıklanmaktadır (Buss ve Duntley, 2011).
Bazı durumlarda erkeklerde ortaya çıkabilen, doğan veya doğacak
olan yavrunun kendisine ait olup olmadığı şüphesini azaltmak hatta bu
şüpheyi ortadan kaldırmak adına erkek, şiddete başvurulabilmektedir. Buna
göre, erkekler tarafından gerçekleştirilen eşe karşı şiddet ve tehditin,
eşlerinin özerkliğini kısıtlamak ve böylece sadakatsizlik riskini düşürmek
için strateji olarak kullanılmasından kaynaklı olduğu söylenebilir (Daly ve
Wilson, 1988). Bu davranışla birlikte kadının başka bir erkekten yavru
Sayfa:10.12981-mahder.867463-1530396.pdf/3
Görünüm
Bu sayfa doğrulanmış
781
![](http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/4/4c/10.12981-mahder.867463-1530396.pdf/page3-943px-10.12981-mahder.867463-1530396.pdf.jpg)