Sayfa:İstanbul'da Semai Kahveleri ve Meydan Şairleri.pdf/26

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

sonra yolda önce sağ kolunu kırmışlar; sonra da bütün yalvarıp yakarmasına karşı, hiç acımadan vücudunu kamalarla delik deşik etmişler, gözünü oymuşlardı. İşte 'Komiser Hüsamettin'in Destanı' bunun üzerine yazılmış ve uzun yıllar bütün semai kahvelerinde gözyaşları için­ de okunup çalınmıştı.

Bu destanı naklediyorum:

Guş eden ağlasın zulmü feleği
Hangi ferdin olmaz ciğeri suzan?
Ne hale uğradı dünya meleği
Bıraktı cümlenin kalbine hicran

İşiten ihvane bir ibret olsun
O insafsız cani Allahtan bulsun
Mezarı akreple yılanla dolsun
Ruz-ı şeb durmayıp çeksin el'aınan

Teehhül hevesi düştü gönlüme
Baktırmadıın bir kez aks-i falıma
Girdi tiğ-i felek ah ikbalime
Yıktı hanümanım eyledi viran

Münasip görünce evlendim nagah
Bir pak dameni eyledim nikah
Feleğin fendine olmadım agah
Düğün yapmak için cem oldu ihvan

Merdivenköyü'nde içgüvey girdim
Dedim şu alemde murada erdim
Memuriyetime gidip gelirdim,
Dilimden düşmezdi 'Hamdola Yezdan'