Zaten Doumergue dokuz ay sonra bu mevkii terk etmeye mecbur oldu. Parlemanter birlik onu yenmiş bulunuyordu. Bu bahsettiğimiz vaziyet yeni bir şey değildir.
İşte on iki senedenberi Avrupa diktatörlere müsamaha ve hatta onları takdir ediyor: yalnız Kemal ve Mussolini değil, ayni zamanda Lenin, Horti, Pilsudski, ve diktatörlerin en koyusu olan başkan Gomez.
Venezüella bugün ne harici ve ne de dahilî bir borcu olmamakla mes'uttur. İngiltere bile 1931 de, büyük kriz dolayisile, parti mücadelelerine bir fasıla vermeye, parlemantonan faydasız mücadelelerle vakit geçireceği yerde iş görebilmesi için Kamutayda nasyonal bir hükûmet teşkiline mecbur kaldı.
Parti kavgalarının kesilmesini ve Westminster'de MacDonald, Baldwin, ve saireden mürekkeb millî bir hükûmetin teşekkülünü temin eden George V takdir edilecek bir yurtseverlik ve feragat gösteriyordu, çünkü bu suretle krallık imtiyazlarını kuvvetlendirmiyor, parlemanter rejimi takviye ediyordu.
Faydasız ve sonsuz münakaşalardan ibaret kalan bu parlemantarizm den ve kapı aralarında iş gören egoist politikacılardan bütün dünya bıkmıştır.
André Maurois, lezzetle okunan (Silences da Colonel Bramble) isimli eserinde en iyi kapı arkası konuşmanın en fena bir kamutay münakaşasına taş çıkardığını yazıyor.
Komitelerin gizli siyasası ve teşkilâtlı azlıkların parlemanto üzerindeki tazyiki parlemanto-