Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/6

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

bütün İstanbul'un görünüşüne hâkim, güzel bir yeri idi. Şehrin Haliç ve Fatih tarafları da şimdi mışıl mışıl uyuyorlardı. Yalnız Beyoğlu yakası henüz ışıl ışıl ışıldıyor; Tepebaşı bahçesi ise pırıl pırıl yanıyordu. Öyle ki, tam bir saatlik yerden çalınan havaların bazılarına biz de olduğumuz yerden ıslıkla iştirak bile ediyorduk.

Bir aralık Tepebaşı bandosu meşhur Karmen'e başladı ve tam biz de gene ıslıkla ona karışalım derken elli altmış adım kadar ilerimizdeki çadırların birinden bir kımıldama oldu. Bu çadır, öteki çadırların en sonunda ve onlardan yirmi, yirmi beş adım kadar açıkta bir çadırdı.

Arkadaş,

— Çingenelerden biri uyandı galiba! -dedi.

Dikkatle baktım, hakikaten çadırın kapısından dışarıya bir baş uzanmıştı ve bu uzanan baş, bir kadın başına benziyordu. Biraz sonra çadırdan tamamıyle dışarıya çıkan bir kadın, ayaklarının ucuna basarak pıtırtısız bir halde gitti; biraz ötedeki harman yığınlarından birine yaslandı.

Tepebaşı bahçesi bu gece inadına Karmen'i ne de hoş, ne de yanık çalıyordu. Oturduğumuz yerin sağ tarafı böğürtenlikti. Biz kendimizi bu böğürtlenlerle sipere aldığımız için kadın bizi göremiyordu. Biz, şimdi onun böyle vakitsiz olarak çadırdan yavaşça çıkıp ve çıtırtısız pıtırtısız gidip ilerideki ekin yığınlarına yaslanmasına şu manayı veriyorduk. Mutlaka, diyorduk, hatuncağızın ya sıcaktan ya pireden uykusu kaçtı ve kalktı, öteki uyuyanları rahatsız etmeden usul usul gidip ekin yığınlarına yaslandı.

 
8