Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/325

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

di,- hem de eliyle beni selâmladı. Sonra etraftakileri yan gözle süzerek, berbat koynundan eski püskü, soluk gazete kâğıtlarına sarılı koca bir paket çıkarıp uzattı.

— Bu -dedi-, size emanet; yahut yadigâr!... Bu koca paketin içinde sizi eğlendirecek, güldürecek, ağlatacak, düşündürecek ve bana uzun uzadıya lânetler ettirecek çok şeyler var! Sizden ayrılalı ve bir daha yüzünüzü görmeyeli belki yirmi yıl, belki de daha fazla bir zaman oldu. İşte bütün o upuzun yıllar, bütün o kolay kolay bitmez tükenmez zamanların birçoğu, hep bu paketin içinde gömülüdür! Artık fazla söyleyip de başınızı ağrıtmayayım... İşte görüyorsunuz, dün neydim, bugün ne oldum? Dün koskoca İstanbul'un uçsuz, bucaksız kırlarına, bayırlarına, dağlarına, ormanlarına, denizlerine, derelerine, sığamaz hoppa bir gençken bugün zavallı bir Darülâceze düşkünüyüm... Eğer bu kadar yorgun argın, bu kadar düşkün, bitkin, bu kadar meyus ve perişan olmasaydım da biraz dinç ve elim ayağım tutar bir halde bulunsaydım, belki kemanım yine beni az çok geçindirirdi. Gel gelelim, artık ne kollarımda, ne kafamda, onu da çalacak bir kudret kalmadı. Neyse, bu paket sizde kalsın, şimdi vaktiniz yoksa okumayın, uzun kış gecelerinde canınız sıkılıp uykunuz kaçtıkça okur, vakit geçirirsiniz... Şimdilik müsaadenizle!

Kendisine, «Hele otur, bir kahve iç de öyle gidersin!» deyinceye kadar bir de baktım, beriki, arkasına bile bakmadan hızla oradan yollandı ve peşisıra ne kadar seslendimse de aldırmayıp savuştu, gitti. Ondan sonra, ben artık kendisini bir daha göremedim.

327