Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/322

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

Ben, içimden böyle söylenirken, o bu eski şarkıyı bitirip bir yeni piyasa şarkısına geçti. Yarım yamalak onu da çalıp söyledikten sonra kalktı, bir çay tabağı ile oradakilerden para toplamaya başladı ve en sonra bizim önümüze geldi. O zaman, baktım, tabağın içinde tam yetmiş para vardı. Orada oturan on beş kişiden ancak bu kadar toplayabilmişti. Bizim önümüze tabağı uzattığı vakit, yüzünü yere eğip derin bir ah çekti:

— Aaaah! Felek!...

Tabağın içine bir yüzlük arkadaşım fırlattı; bir yüzlük de ben attım. Hiç ummadığı halde böyle iki yüzlüğü birden görünce bitik herifin gözleri faltaşı gibi açıldı:

— Allah razı olsun, Allah gönlünüze göre versin! -dedi ve yanımızdan uzaklaşırken dönüp bizi süzdü.

Sonra gitti yerine oturdu, teşekkür makamında kemanını eline alıp yeni bir şey daha tutturdu. Bir iki daha mırıldandı. Şimdi bizim ahbabın nargilesi de bitmişti. Marpucu elinden bırakıp kollarını sandalyenin arkasına doğru uzatarak şöyle dörtbaşı mamur bir gerindikten sonra,

— İstersen kalkalım! -dedi.

Garsonu çağırıp para verirken baktım, o külüstür herif, çaldığı havayı birden değiştirdi ve birden başka, ama bambaşka, acayip bir havaya geçti. Allah Allah, bu da nesiydi böyle? Bu ne taksime, ne peşreve, ne şarkıya, ne türküye, ne kantoya... hiç bir şeye benzemeyen pek tuhaf, pek garip bir şeydi.

Arkadaş, tekrarladı:

— Haydi kalkıyor muyuz?

324