Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/301

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

Sen genç, o genç, sen ergen, o ergen... Sonra sen kasabalı, çingene de olsa o da kasabalı... Uyar birazcık ev âdetleri onun belki size... Sonra onun sevdası genç kız sevdası; benimki ise benzer kırkından sonra Etem'in tulum çalmasına... Geçen yaz, o gece nasıl ki, yaptık teferizi Kazıklı bağda... O gece, baktım o kızcağızın haline, zavallıcığın yanar içerisi bizim demirci ocaklar gibi harıl harıl zatınıza karşı... Biz göçebe, cahil çingeneleriz ama, anlarız insanoğlunun yüreğinde ne var, dalağında ne var?

— Peki Nazlıcığım, şimdi şu dakikada benim yüreğimde ne var?

— Ne olsun istersin? Şinci sen kalmışsın zavallı, iki cami arasında beynamaz gibi... O mu, ben mi? Acırım sana çok, benim beyzadem İrfan Beyciğim; ben derim sana ki, o, ol... Alasın çakır gözlü, maksım (masûm) kızcağızı, bakasın keyfine! Belki büylelikle evdeki ihtiyar anacığın da kavuşur birazcık rahata... Ben de görürüm sizi, yaz avşamları burada gezerken o bizim İstanbullu todi kardeşle kolkola, kabartırım göğsümü!

— Bunları yürekten mi söylüyorsun Nazlı?

— Yürekten, yürekten, ha bakayım sen işine! Zere yoktur bu işin başka çıkarı... Salı senden son bir ricam var!

— Nedir o rican?

Elini omzuma dayayarak,

— Beni de çıkarmayacaksın gönlünden ha! Arasıra alıp çakır hanımını, geleceksin bizim çadırlara... Sonra ben alıp enceğimi geleceğim sizin evinize...

303